İsviçreliler geleceğe karamsar bakıyor

St. Gallen Üniversitesi’nin 2025 Umut Barometresi, İsviçrelilerin gelecek on yıllara dair artan karamsarlığını ortaya koyuyor. Özellikle yapay zekâ konusundaki endişeler, toplumsal güvensizlikle birleşerek geleceğe dair umutları zayıflatıyor.

Yaşam memnuniyetinde artış

Araştırmaya göre, İsviçre genelinde kişisel yaşamlarından memnun olanların oranı yüzde 51. Romandie bölgesinde bu oran yüzde 68 ile daha yüksekken, İtalyanca konuşulan bölgelerde yüzde 48’e düşüyor. 2024’ün sonunda tüm dil bölgelerinde kişisel refah seviyelerinde artış gözlendi. 50 yaş üzerindekiler, daha gençlere kıyasla daha yüksek refah seviyesine sahip.

Geleceğe dair karamsar beklentiler

Katılımcıların büyük bir kısmı, gelecekte yaşam kalitesinin bugünden daha kötü olacağına inanıyor. İsviçre, yaşam kalitesi beklentilerinde Hindistan, Romanya ve İsrail gibi ülkelerden daha olumsuz bir tablo çiziyor.

İklim değişikliği ve güven sorunu

Katılımcıların yüzde 65’i iklim değişikliğiyle mücadele için bireysel adımlar atmaya hazır olduğunu ifade ediyor. Ancak yüzde 42’si, diğer insanlara bu konuda güven duymadığını belirtiyor. Çoğunluk sorunların iş birliğiyle çözülebileceğine inanıyor ancak bu iş birliğinin sağlanabileceği konusunda şüpheli.

Yapay zekâ korkuları öne çıkıyor

Yapay zekâya dair endişeler, katılımcıların yüzde 68’i tarafından tehlikeli bulunuyor. Yüzde 50’nin üzerindeki bir kesim, YZ’nin etik dışı kullanımından ve kontrolün kaybedilmesinden korkuyor. Gençler YZ’ye daha az eleştirel yaklaşsa da genel olarak olumsuz bir algı hâkim.

Yapay zekâda fırsatlar ve sınırlamalar

Katılımcıların yüzde 42’si, yapay zekâ sayesinde yeni bilgiler öğrenebileceğini düşünüyor. Yüzde 22 ila yüzde 29’luk bir kesim ise YZ’nin yaratıcılığı artırabileceğine ve yeni yeteneklerin geliştirilmesine yardımcı olabileceğine inanıyor. Ancak yüzde 59, YZ’nin iş yükünü azaltmayacağını düşünüyor.

Kriz senaryoları baskın

Araştırmaya katılanların yüzde 87’si, çevresel yıkımlar, nüfus artışı ve çatışmaların olduğu bir gelecek senaryosunu daha olası görüyor. Buna karşın sürdürülebilirlik ve refah dolu bir geleceğe inananların oranı yalnızca yüzde 22.