AVRUPADAN Youtube Video
Araştırma: Yapay zekâ insanlardan daha ikna edici
İsviçre Teknoloji Enstitüsü'nün araştırmasına göre yapay zekâ, kişisel bilgilere eriştiğinde insanlara kıyasla yüzde 64 daha fazla ikna gücüne sahip.
İsviçre Teknoloji Enstitüsü tarafından yürütülen kapsamlı bir araştırma, yapay zekâ sistemlerinin tartışmalarda insanlara kıyasla çok daha etkili olduğunu ortaya koydu. Nature dergisinde yayımlanan çalışmada, ChatGPT-4 kullanan yapay zekâ sistemlerinin, katıldıkları tartışmalarda karşılarındaki insanları yüzde 64 oranında daha fazla ikna ettiği belirlendi.
Katılımcılar yapay zekâya karşı argüman üretti
Araştırmada 600 gönüllü, çeşitli güncel ve tartışmalı konular üzerine karşıt görüşlerle fikir alışverişinde bulundu. Katılımcıların yarısı insanlarla, diğer yarısı ise ChatGPT-4 ile tartıştı. Konular arasında okul üniforması zorunluluğu, fosil yakıtların yasaklanması ve yapay zekânın toplum üzerindeki etkisi gibi başlıklar yer aldı.
Kişisel veri varsa, ikna gücü artıyor
Yapay zekânın ikna gücünün özellikle, karşısındaki kişinin yaşı, cinsiyeti ve siyasi eğilimi gibi kişisel verilere erişimi olduğunda arttığı tespit edildi. Bu durumda yapay zekâ, insan rakiplerine göre çok daha başarılı oldu. Ancak bu tür bilgiler sunulmadığında, sistemin etkisi insanlarınkine eşit seviyede kaldı.
"Hedefli ikna" riski
Araştırmayı yürüten Francesco Salvi, yapay zekânın yalnızca iyi argümanlar üretmediğini, aynı zamanda kişilerin hassasiyetlerini tespit edip ona göre strateji geliştirdiğini vurguladı. Salvi, özellikle sosyal medya üzerinden paylaşılan kişisel bilgilerin, yapay zekâ sistemlerine ikna edici manipülasyonlar için zemin oluşturabileceği uyarısında bulundu.
Yapay zekâ, iletişim gücü ve etik sınırlar
Bu sonuçlar, yapay zekânın iletişim gücü ve etik sınırları üzerine yeni tartışmaların kapısını aralıyor. Yapay zekânın ikna kabiliyeti, özellikle dil modeli temelli sistemlerin artan iletişim becerileriyle birlikte, yeni bir tartışma alanı doğurdu. Sadece doğru argümanlar üretmekle kalmayan bu sistemler, aynı zamanda karşısındaki kişinin eğilimlerini, değerlerini ve zayıf noktalarını analiz ederek etkili bir iletişim stratejisi geliştirebiliyor. Bu yönüyle yapay zekâ, sadece bir bilgi aracı değil, aynı zamanda aktif bir fikir şekillendirici hâline geliyor.
Ancak bu güç, beraberinde önemli etik soruları da gündeme getiriyor. Bir yapay zekâ sistemi, bireyin özel verilerine erişerek onu daha kolay ikna edebiliyorsa, bu durum hem mahremiyet hem de bireysel düşünce özgürlüğü açısından kaygı verici olabilir. Dahası, ikna edici bir yapay zekânın siyasi, ticari ya da ideolojik amaçlarla kullanılması, kitlelerin yönlendirilmesinde yeni bir dönemi başlatabilir. Özellikle sosyal medya ve reklamcılık gibi alanlarda, algoritmaların "ne söylediğinden çok, neden söylediği" tartışma konusu hâline geliyor.
Bugün tartışılan üç temel mesele var. Bunlar da bazı soruları beraberinde getiriyor. Örnekse; "yapay zekânın 'etkili' olması ne zaman 'manipülatif' olmaya başlar? Karşımızdakinin insan mı yoksa yapay zekâ mı olduğunu bilmek bir hak mıdır? Ve bu yeni iletişim biçiminde sorumluluk kime aittir?" soruları, hem akademik çevrelerde hem de konuyla ilgilenen uzmanlar arasında sıkça sorulmaya başlandı.
Tüm bu sorular, yapay zekânın yalnızca teknik bir gelişme olmadığını, toplumsal ve etik sonuçlar doğuran bir güç alanına da dönüştüğünü gösteriyor.
Geri Dön 22 Mayıs 2025 Perşembe Önceki Yazılar