Sarkozy hem yargıda hem siyasette sınır zorluyor

Sarkozy, “Bir Mahkûmun Günlüğü” adlı yeni kitabı için Paris’in 16. bölgesindeki Lamartine kitabevinde imza gününe başladı. Eski cumhurbaşkanını görmek isteyenler dükkânın önünde uzun kuyruklar oluşturdu.

İmza gününe özellikle yaya gelmeyi tercih eden Sarkozy, halkın arasında görünmek istedi. Destekçileri elini sıktı, tezahürat yaptı; pek çoğu Sarkozy’nin ‘haksız yere hapse girdiğini’ savunup yeniden iktidara dönmesi gerektiğini dile getirdi.

“Mağdur devlet adamı” anlatısı

Sarkozy kitabında üç temel mesaj veriyor:

- Kendisine yöneltilen suçlamaları reddediyor ve yargıçları taraflı olmakla suçluyor.

- Siyasi hayatı boyunca Fransa’nın çıkarları için çalıştığını öne çıkarıyor.

- Hem kendi adını hem de ailesinin itibarını temize çıkarmakta kararlı olduğunu vurguluyor.

Kitabın daha cezaevine girmeden duyurulması ve kalabalık imza günüyle piyasaya çıkması, uzmanlara göre bilinçli bir iletişim stratejisinin parçası. Siyaset iletişimi uzmanı Philippe Moreau Chevrolet, davaların artık sadece mahkeme salonunda değil, medya alanında da yürütüldüğünü hatırlatarak Sarkozy’nin kendi ‘hikâyesini’ öne çıkararak kamuoyunu ve dolaylı yoldan yargıçları etkilemeye çalıştığını söylüyor.

Sarkozy’nin cezaevine, İsa biyografisi ve Alexandre Dumas’nın intikam klasiği Monte Kristo Kontu ile gittiğinin önceden basına sızdırılması; hücresinde papazla dua ettiği, üç hafta boyunca sadece yoğurt ve müsliyle beslendiği gibi ayrıntılar da aynı anlatının parçası olarak görülüyor. Eleştirmenlere göre Sarkozy, kendisini haksızlığa uğramış ama gururunu koruyan ‘mağdur devlet adamı’ rolünde konumlandırıyor.

Aşırı sağla ittifak çizgisini zorlayan açıklamalar

Sarkozy’nin en sert tartışmayı tetikleyen adımı ise iç politikaya dönük mesajları oldu. Eski cumhurbaşkanı, kitabında ve söyleşilerinde aşırı sağcı Ulusal Birlik Partisi (RN) lideri Marine Le Pen’le yaptığı bir telefon görüşmesini anlatıyor.

Bu görüşmede, muhafazakâr çevresine gelecek seçimlerde artık RN’ye karşı cephe oluşturmamaları gerektiğini söyleyeceğini aktarıyor. Bu ifade, Fransa’da yıllardır gözetilen, aşırı sağla ittifak yapmama çizgisinin (cordon sanitaire) fiilen sorgulanması olarak yorumlanıyor.

Chevrolet, bu çıkışın etkisini “Almanya’da CDU’nun AfD ile açık ittifaka kapı aralaması kadar sarsıcı” sözleriyle özetliyor. Sarkozy’nin bu tavrı, klasik sağ ile aşırı sağ arasında özellikle yerel seçimler ve 2027 cumhurbaşkanlığı yarışı öncesinde yeni ittifak senaryolarını gündeme taşıdı.

Gündemi davadan siyasete çekme hesabı

Uzmanlara göre Sarkozy, bu tür ‘siyasi şoklarla’ gündemi bilinçli biçimde yönlendirmeye çalışıyor. Amaç, manşetleri belirleyip tartışmayı yolsuzluk ve kampanya finansmanı dosyalarından uzaklaştırmak.

Eski cumhurbaşkanı böylece sadece yargılanan bir siyasetçi değil, hâlâ sağ seçmen üzerinde etkisi olan güçlü bir aktör olduğunu göstermek istiyor.

Temyiz süreci ve belirsiz gelecek

Sarkozy, ilk derece mahkemesinde beş yıl hapis cezası aldı ancak temyiz süreci sonuçlanana kadar serbest.

Mart ayında görülecek istinaf duruşmasında yargıçlar bu cezayı onaylayabilir, değiştirebilir ya da tamamen kaldırabilir. Cezanın onanması hâlinde Sarkozy’nin yeniden cezaevine dönmesi gündeme gelecek.

Şimdilik Sarkozy, bu belirsiz aralığı kendi hikâyesini yeniden yazmak, sağ siyasette ağırlığını hissettirmek ve Fransa sağında yeni güç dengeleri kurmak için kullanıyor.