Fransa’da bu hafta neler yaşandı?

Fransa’da 16 Mart’tan beri ülkenin dört köşesinde protestolar ve sokak eylemleri düzenleniyor. Halk, hükûmetin emeklilik yaşını 62’den 64’e yükselten yasayı çıkarmasına öfkeli. Anayasa’nın 49/3 maddesi kullanılarak oylama olmaksızın geçirilen yasa sonrası eylemler şiddetleniyor. Yüzlerce kişi gözaltına alındı. Bu sırada Meclis’teki beş muhalif parti, hükûmete ortak gensoru önergesi verdi. Önerge reddedildi ve emeklilik reformu resmen yasalaştı.

Öğretmenlerin yüzde 50’si, toplu taşıma çalışanlarının yaklaşık yüzde 35’i iş bırakma eylemi yaptı. Rafineri çalışanlarının grevi ise günlerdir sürüyor, ülke yeni bir akaryakıt krizinin eşiğinde; her beş benzin istasyonundan birinde akaryakıt bulunamıyor.

Öfkeli protestocular ve polis güçleri arasında çıkan çatışmalarda, İçişleri Bakanlığı verilerine göre yaklaşık 150 polis yaralandı. Sendikaların açıklamalarına göre ise, polisin orantısız müdahelesi nedeniyle çok sayıda gösterici yaralanırken bir protestocunun parmağı koptu. Boyun Eğmeyen Fransa Milletvekili Alma Dufour, polis şiddetinin derhal durdurulmasını çağrısında bulundu, "Bir kişi ölmeden, hükûmet reformunu geri çekmeli" ifadelerini kullandı. 

Hükûmet, her şeye rağmen geri adım atmıyor. Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, “Fransız hükûmeti şiddete boyun eğmeyecek. Demokratik ve sosyal bir müzakereyi kabul edebiliriz, ama şiddete müsamaha gösteremeyiz” ifadelerini kullandı. 

Elabe araştırma şirketinin Fransız kanalı BMFTV için yaptığı ankete göre, Macron’un emeklilik reformunda diretmesi ve yasayı meclisten geçirmek için anayasanın 49/3 maddesine başvurması, her 10 kişiden 7’sini kızdırdı. Ankete katılanların yüzde 69’u, Macron’u ‘kibirli’ bir cumhurbaşkanı olarak niteledi. 

Macron ise pişman değil. TF1 ve France 2 televizyon kanallarında yaptığı konuşmada, reforma dair ‘hiçbir pişmanlık duymadığını’ belirtti ve emeklilik kasasındaki hesapları dengelemenin başka yolu olmadığını söyledi.