Vatandaşlık Parası alanlara çalışma zorunluluğu

Almanya’nın Mecklenburg-Vorpommern eyaletine bağlı Schwerin şehri, Vatandaşlık Parası (Bürgergeld) alan kişilere çalışma zorunluluğu getiren ilk şehir oldu. Belediye Meclisi’nde AfD ve CDU tarafından desteklenen öneri, SPD’li Belediye Başkanı Rico Badenschier’in karşı oyuna rağmen kabul edildi. Bu düzenlemeye göre, Vatandaşlık Parası alanlar, çalışmaları karşılığında saatlik 1-2 avro ücret alacak. Çalışmayı reddedenlerin sosyal yardımları ise azaltılacak. Başlangıçta yalnızca sığınmacılara yönelik olan uygulama, artık herkes için geçerli hâle getirildi. Düzenleme, Ukraynalı mülteciler de dahil tüm sosyal yardım alanları kapsıyor.

Saale-Orla'dan Schwerin'e uzanan model

Bu modelin ilk örneği, Nisan 2024’te Thüringen eyaletindeki Saale-Orla Belediyesi’nde uygulandı. Burada mülteciler, saatte 80 cent ücretle sokak temizliği, çit kesimi ve kar küreme gibi işlerde çalıştırıldı. Saale-Orla İlçe Kaymakamı Christian Herrgott (CDU), bu yöntemin mültecilerin entegrasyonuna katkı sağladığını savundu. Herrgott, iş teklifini reddedenlere yaptırım uygulanması gerektiğini belirtti ve çalışmanın dil öğrenimi ve mesleki hazırlık açısından önemli bir adım olduğunu ifade etti.

Çalışma zorunluluğuna yönelik farklı görüşler

FDP ve CDU gibi partiler, Vatandaşlık Parası alan kişilere yönelik çalışma zorunluluğunu desteklerken, Yeşiller Partisi ve bazı diğer gruplar bu yaklaşıma eleştirel yaklaşıyor. FDP’li politikacı Christoph Meyer, Vatandaşlık Parası alanların parklar ve oyun alanları gibi kamu alanlarında temizlik işlerine dahil edilmesini önerdi. Meyer, bunun sadece yardım alanların topluma katkı sağlamasıyla ilgili değil, aynı zamanda bireylerin düzenli bir çalışma alışkanlığı edinmesiyle ilgili olduğunu ifade etti.

Yeşiller Partisi Meclis Grubu Başkan Yardımcısı Andreas Audretsch ise, mültecilerin basit işlere zorlanmasının hem bireylere hem de topluma zarar vereceğini savundu. Audretsch, mültecilerin vasıfsız işlerde çalıştırılmak yerine düzenli istihdama yönlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Çalışma Bakanı Hubertus Heil (SPD) de işgücü piyasasına sürdürülebilir entegrasyonun zorunlu işlerle başarılamayacağını belirtti. Heil, mültecilerin daha hızlı iş bulabilmesi için "Job-Turbo" düzenlemesiyle her 4-6 haftada bir iş merkezlerine başvurmalarını teşvik ettiklerini açıkladı.

Gastronomi ve konaklama sektöründen destek çağrısı

Alman Otel ve Restoranlar Birliği (DEHOGA), mültecilerin sosyal güvenlik katkı payına tabi işlerde çalıştırılmasının teşvik edilmesi gerektiğini savundu. DEHOGA Genel Müdürü Sandra Warden, halihazırda pek çok mültecinin gastronomi sektöründe çalıştığını belirterek, bu alanlarda bürokratik engellerin kaldırılmasının önemli olduğunu söyledi. Warden, motivasyon ve güvenilirliğin çalışma sürecinde en kritik unsurlar olduğunu ifade etti.