AVRUPADAN Youtube Video
Sert göç politikaları ‘insan hiyerarşisi’ endişesi yaratıyor
Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri O’Flaherty, göç politikalarında temel hakların kısıtlanmasının “insanlar arasında hiyerarşi” riski taşıdığı uyarısını yaptı.
Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Michael O’Flaherty, göçü sınırlamak için temel hakları daraltan politikaların, ‘insanlar arasında hiyerarşi’ oluşturan tehlikeli bir çizgiye yaklaştığını söyledi. The Guardian’a konuşan O’Flaherty, göç ile suç arasında kurulan kolaycı ilişkilendirmeye dikkat çekti ve bunun gerçeklerle örtüşmediğini vurguladı.
Komiser, siyasetçilerin her geri adımının yeni talepleri tetiklediğini belirterek şu soruyu gündeme getirdi:
Bugün hedef göçmenler. Peki yarın kim olacak?
O’Flaherty, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin evrensellik ilkesine işaret ederek, insan haklarının herkes için eşit olduğunu, bu eşitliği zedeleyen her yaklaşımın son derece kaygı verici olduğunu söyledi.
AİHS hükümlerini daraltma girişimi
İngiltere, Macaristan ve İtalya’nın da aralarında bulunduğu 27 ülke, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin bazı hükümlerinin göç politikaları için yeniden tanımlanmasını talep eden gayriresmî bir metne imza attı. Bu girişim, Ruanda benzeri üçüncü ülke anlaşmalarını ve yabancı suçluların daha kolay sınır dışı edilmesini hukuken mümkün kılmayı amaçlıyor.
Metinde, sözleşmenin insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele yasağını içeren 3’üncü maddesinin yalnızca ‘en ağır durumlarla’ sınırlanması teklif ediliyor. Ayrıca aile ve özel hayatın korunmasını düzenleyen 8’inci maddenin, yabancı suçlular bakımından çok daha dar ve katı yorumlanması isteniyor.
Avrupa Konseyi, bu tartışmayı mayıs ayında yayımlanacak resmî bir bildiriyle sürdürmeyi planlıyor. Bildiri bağlayıcı olmayacak ancak üye ülkelerin insan hakları içtihatlarını etkileme potansiyeli taşıyor.
“İnsan haklarını geriletecek tehlikeli bir başlangıç”
Plan, hem İngiltere’de hem de Avrupa genelinde sert tepkilere yol açtı. İşçi Partisi’nin etkili isimlerinden Lord Alf Dubs, 27 ülkenin imzaladığı metnin ‘insan haklarını aşındıracak bir süreç’ başlatabileceği uyarısında bulundu.
İnsan hakları hukukçusu Baroness Shami Chakrabarti, “İnsanlık dışı muameleyi yeniden yorumlamak, savaş sonrası kurulan özgürlük düzeninin kalbine darbedir” diyerek girişime karşı çıktı.
UCL profesörü Veronika Fikfak da değişikliklerin yalnızca göçmenleri değil, sağlık hizmetine muhtaç olanları ve kötü koşullardaki gözaltı merkezlerinde tutulan kişileri de etkileyeceğini vurguladı. Fikfak, “Avrupa genelinde insan haklarının korunmasını zayıflatacak tehlikeli bir yol açılıyor” ifadesini kullandı.
Liberty Direktörü Akiko Hart ise “Hükûmet hepimizi koruyan hukuki çerçeveyi riske atıyor” dedi.
Sınırlı destek: ‘Aşırılıkları sınırlamak’ gerekçesi
Eski İşçi Partisi hükûmeti bakanı Lord Hain, İngiltere’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nden ayrılmasına karşı olduğunu vurgulasa da Strasburg Mahkemesi’nin ‘aşırılıklarını sınırlamak adına makul düzenlemeler yapılabileceğini’ savundu. Böylece, insan hakları sistemini tamamen reddetmeden daha sert göç uygulamalarını mümkün kılacak bir çizgiye işaret etti.
İngiltere’de ‘geri itme’ tartışması yeniden alevleniyor
Bu tartışmalar sürerken, İngiltere Dışişleri Bakanı Yvette Cooper’ın Manş Denizi’nde göçmen teknelerinin geri itilmesine kapıyı tamamen kapatmaması dikkat çekti. Cooper, Fransız aşırı sağ lider Jordan Bardella’nın geri itme teklifini değerlendirirken “Etkili ve güvenli olabilecek her mekanizmaya bakarız” dedi.
Bu açıklama, göç konusunda sertleşen söylemin yalnızca aşırı sağ partilerle sınırlı kalmadığını, merkez siyasette de karşılık bulduğunu gösteren bir adım olarak yorumlandı.
Göç baskısı İşçi Partisi’nin oylarını aşağı çekiyor
İngiltere’de genel seçimlerin ardından İşçi Partisi’nin anketlerde belirgin biçimde gerilediği, Reform UK lideri Nigel Farage’ın ise yükselişe geçtiği belirtiliyor. Siyasi gözlemciler, bu değişimi özellikle göç politikalarına dair kaygılar ve “daha sert önlem” beklentisiyle açıklıyor.
O’Flaherty ve insan hakları savunucuları ise bu atmosferin, göçmenler üzerinden ‘insan hiyerarşisi’ yaratma riskini büyüttüğü uyarısını yineliyor. Bu tartışma, Starmer liderliğindeki İşçi Partisi’nin Avrupa’daki genel sertleşme eğilimine ne ölçüde uyum sağlayacağı sorusunu da daha yakıcı hâle getiriyor.
Geri Dön 11 Aralık 2025 Perşembe Önceki Yazılar