AVRUPADAN Youtube Video
Araştırma: Migren tedavisinde etnik ayrımcılık
İngiltere’de yapılan araştırma, migren hastaları arasında etnik kökene göre ciddi bakım eşitsizlikleri ve ayrımcılık korkusu olduğunu ortaya koydu.
İngiltere’de yürütülen bir araştırma, etnik azınlıklara mensup migren hastalarının hem daha kötü sağlık hizmeti aldığını hem de ayrımcılık görme korkusunun daha yüksek olduğunu gösterdi.
Migren; şiddetli baş ağrısının yanı sıra baş dönmesi, uyuşma, görme bozukluğu gibi belirtilerle seyreden nörolojik bir hastalık. Ülkede her yedi kişiden birinin migrenle yaşadığı tahmin ediliyor.
Migraine Trust adlı yardım kuruluşunun 2 bin 200 kişiyle yaptığı ankete göre, karma etnik kökene sahip katılımcıların yüzde 23’ü, asyalıların yüzde 19’u, siyahların ise yüzde 16’sı, etnik kökenlerinin aldıkları bakımı olumsuz etkilediğini söyledi. Beyaz katılımcılarda bu oran sadece yüzde 7’de kaldı.
Ayrımcılık ve kariyer kaybı korkusu
Siyah migren hastaları, hastalıkları nedeniyle ayrımcılığa uğrama ya da kariyerlerinin zarar görmesi konusunda daha fazla endişe taşıyor. Siyah katılımcıların yüzde 37’si bu tür bir kaygı dile getirirken, beyazlarda oran yüzde 26 oldu.
Asyalı katılımcıların yüzde 19’u, siyahların yüzde 14’ü, migren ataklarının ciddiye alınmayacağından endişe ettiğini söyledi. Beyazlar arasında bu kaygıyı paylaşanların oranı ise yüzde 8’de kaldı.
26 yaşındaki Abigail Kabirou, kendi deneyimini şöyle anlattı:
Siyah bir kadın olarak, daha fazla acıya dayanabileceğimiz klişesi, aldığım bakımı ciddi biçimde etkiledi. Migreni anlatmak zaten başlı başına zor; buna bir de cinsiyetinizin veya ten renginizin ek engel olması kabul edilemez.
“Eşitsizlikler artık katlanılamaz boyutta”
Migraine Trust Genel Müdürü Rob Music, bakım kalitesindeki farkların ‘artık katlanılamaz’ olduğunu söyledi. Music, birçok kişinin sosyal sonuçlardan – işini kaybetme, damgalanma, önyargı – korktuğu için migrenini sakladığını veya yardım aramaktan kaçındığını belirtti:
Music, “Bazıları için migren sadece bir sağlık sorunu değil; cinsiyet, etnik köken ve sosyoekonomik durumla birleşince üzerine yeni bir eşitsizlik katmanı daha biniyor” dedi.
Rapora göre migrenle yaşayanların yüzde 91’i en az bir kez bir sağlık çalışanıyla konuştu. Buna rağmen çok sayıda hasta, yanlış tanı, geçiştirilme ya da yetersiz tedaviyle karşılaştığını aktardı. Kadın hastalara migrenlerinin ‘hormonal’ olduğu ya da ‘kadın olmanın bir parçası’ gibi ifadeler söylendi. Genç hastaların ise sık sık ‘abartmakla’ veya ‘ilgi çekmeye çalışmakla’ suçlandığı belirtildi.
“Cinsiyetiniz ya da etnik kökeniniz bakımı belirlememeli”
Nörolojik hastalıklar alanında çalışan Neurological Alliance Genel Müdürü Georgina Carr, raporun ortaya koyduğu tabloyu “Bu rapor, migren deneyiminin herkes için eşit olmadığını acı biçimde gösteriyor” sözleriyle değerlendirdi. Carr, “Cinsiyetiniz, etnik kökeniniz veya geliriniz, inanılır olup olmayacağınızı ya da gerekli bakıma erişip erişemeyeceğinizi belirlememeli. Ne yazık ki bugün migrenle yaşayan çok sayıda insan için durum tam olarak böyle” dedi.
Carr, bulguların nörolojik alandaki genel tabloyla da örtüştüğünü vurguladı. Pek çok hastanın, sistem kendileri için tasarlanmadığı için yanlış tanı aldığını veya yalnız bırakıldığını söyledi. İşverenleri, sağlık yöneticilerini ve siyasetçileri adım atmaya çağırdı ve “Kimsenin geride kalmaması için bu eşitsizlikleri gidermek şart” diye konuştu.
NHS: Herkes kaliteli bakıma erişmeyi hak ediyor
NHS adına yapılan açıklamada, “Arka planı, etnik kökeni veya cinsiyeti ne olursa olsun tüm hastalar kaliteli bakıma erişmeyi hak ediyor” denildi.
Açıklamada, migrenin insanlar için son derece yıpratıcı olabileceğinin bilindiği vurgulandı ve şu çağrı yapıldı:
Geri Dön 03 Aralık 2025 Çarşamba Önceki YazılarMigren yaşayan herkesi aile hekimlerine başvurmaya teşvik ediyoruz; NHS bünyesinde farklı tedavi seçenekleri mevcut.