Fransa'da bu hafta neler yaşandı?

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, ülkede yaşanan şiddet olayları ve ayaklanmaların göçmenlerle ilgisi olmadığını söyleyerek, “Biz her zaman bir göç ülkesi olduk ve olmaya devam edeceğiz” açıklamasında bulundu.

Ülkenin güneydoğusundaki çok sayıda departman, beklenen kavurucu sıcaklarla beraber, yüksek orman yangını riski nedeniyle alarm durumuna geçti. 3 Ağustos Perşembe günü itibarıyla, Bouches-du-Rhone bölgesinde kırmızı alarm, Sud-Est bölgesindeki üç departmanda turuncu alarm ilan edildi. Söz konusu bölgelerdeki ormanlık alanlar, turistik ziyarete kapatıldı. Yetkililere göre, Fransa’da çıkan her 10 yangından 9’u insan kaynaklı. 

Halk Sağlığı Ofisi, 7-13 Temmuz tarihleri arasında ülkeyi etkisi altına alan sıcak hava dalgasının en az 80 kişinin ölmesine yol açtığını açıkladı. Halk Sağlığı Ofisi’nin verilerine göre, özellikle Güney Fransa’da etkili olan aşırı sıcaklar sırasında, haftalık ortalamanın yüzde 3,8 üzerinde ölüm gerçekleşti. Yetkililer, açıklanan verilerin sadece öncü istatistikler olduğunu belirterek, doğrudan aşırı sıcaklardan kaynaklanan ölümlere ilişkin verilerin yaz sonunda paylaşılacağını belirtti.

Marsilya'da düzenlenen eylemler sırasında 22 yaşındaki Müslüman bir gence şiddet uygulamakla suçlanan 4 polis yargılanıyor. Tutuklu polislerden biri, gencin yaralanmasına yol açan plastik mermiyi kendisinin ateşlediğini itiraf etti.

Fransa, 26 Temmuz’da yaşanan askeri darbenin ardından, Nijer’deki vatandaşlarını tahliye etmeye başladı. Nijer’deki yaklaşık 600 Fransız vatandaşının tahliye için başvurduğu, tahliye işlemlerinin önümüzdeki birkaç gün içinde tamamlanacağı açıklandı.  Fransız basınında yer alan haberlere göre, yaklaşık 250 kişiyi taşıyan ilk tahliye uçağı, 2 Ağustos Çarşamba günü Paris’e indi.

Başkent Paris’te Seine Nehri kenarında faaliyet gösteren 200’ü aşkın sahaf, 2024 yazında düzenlenecek Olimpiyat Oyunları için nehir kenarındaki yerlerini terk etmeyi reddediyor.

Ekonomi Bakanı Bruno Le Maire, Fransa’nın kapılarının Çinli yatırımcılara açık olduğunu ve bağları koparmanın bir ‘illüzyon’ olduğunu söyledi. FLe Maire, Çin ile ülkelerin "bağlarını koparma" söyleminin gerçekçi olmadığını ve 'risksizleştirme' kavramının Çin'in bir tehdit olarak görülmesi anlamına gelmediğini vurguladı.