Kanada, İngiltere, Portekiz ve Avustralya Filistin’i tanıdı

İngiltere, Kanada ve Avustralya başbakanları eş zamanlı açıklama yaparak Filistin devletini tanıdıklarını duyurdu. Bu adımla birlikte ilk kez iki büyük G7 ülkesi böyle bir karar almış oldu. İngiltere’nin BM Güvenlik Konseyi’nde veto hakkı bulunması da karara ayrı bir önem kazandırdı.

Liderlerden mesajlar

İngiltere Başbakanı Keir Starmer, “Filistin’in tanınması Hamas’a ödül değil, Gazze’deki savaşın son bulması için bir adımdır” dedi. Avustralya Başbakanı Anthony Albanese, Filistin halkının ‘uzun süredir devam eden meşru talebinin tanındığını’ vurguladı. Kanada Başbakanı Mark Carney ise İsrail’i iki devletli çözümü engellemekle suçladı.

Avrupa’da yeni tanımalar yolda

Fransa’nın ve Belçika’nın da bugün Filistin’i tanıması bekleniyor. Şu anda BM üyesi ülkelerin üçte ikisi Filistin’i devlet olarak tanımış durumda.

Almanya ve ABD karşı çıkıyor

Almanya Başbakanı Friedrich Merz, “Koşullar hiçbir şekilde oluşmadı” diyerek karara karşı çıktı. Dışişleri Bakanı Johann Wadephul da tanımanın ‘barış sürecinin son adımı’ olması gerektiğini söyledi. ABD de İsrail’in en yakın müttefiki olarak aynı pozisyonu paylaşıyor.

Abbas memnun, Netanyahu öfkeli

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, üç ülkeye teşekkür ederek kararı ‘barış yolunda önemli bir adım’ olarak değerlendirdi. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ise tanımayı ‘İsrail’in varlığına tehdit’ ve ‘teröre ödül’ olarak niteledi. Aşırı sağcı bakan Itamar Ben-Gvir Batı Şeria’nın ilhakını savunurken, Knesset Başkanı Amir Ochana da Starmer’i ‘teslimiyetçi siyasetçi’ diye eleştirdi.

Toplum ikiye bölündü

İsrail’de rehinelerin aileleri tanımaya karşı çıkarken, barış yanlısı sivil toplum örgütleri kararı olumlu buldu. Hamas ise iki devletli çözümü reddederek İsrail’in yerine tüm tarihi Filistin’de İslam devleti kurmayı hedeflediğini yineledi.

Almanya’da farklı sesler

CSU’lu Alexander Hoffmann tanımayı ‘yanlış sinyal’ olarak değerlendirirken, SPD’li Adis Ahmetovic ‘tutarlı bir adım’ diyerek destek verdi. SPD, Avrupa’nın ortak bir çizgiyle iki devletli çözüme odaklanması gerektiğini savundu.