Belçika'da bu hafta neler yaşandı?

Belçika’da 105 sığınma merkezinin yaklaşık beşte biri, Fedasil’in belirlediği asgarî barınma standartlarını karşılamıyor; birçok yerde aileler aynı odaya sıkıştırılıyor, çocuklar ve altyapı da kapasite ve hijyen sorunlarıyla karşı karşıya. Aynı dönemde Brüksel’in Evere belediyesindeki eski bir AB binası, çoğu Moldovalı yaklaşık 100 kişi tarafından fiilen barınma yerine dönüştürüldü. Polis tahliye süreci başlatırken, bu iki dosya birlikte ele alındığında, ülkenin barınma ve göç politikasındaki yapısal tıkanmanın sığınmacıları ve düzensiz göçmenleri giderek daha güvencesiz mekânlara ittiği görülüyor.

Sosyal güvenlikte büyük açık: Hemşirenin villasında 17 lüks araç

Evde bakım hemşiresi Stefanie Sander hakkındaki soruşturma, sağlık sigortası sistemindeki zafiyetleri gündeme taşıdı. Sander’in, gerçekte yapılmayan ev ziyaretlerini yıllarca doğrudan LIKIV’e faturalandırarak yılda 1 milyon avronun üzerinde ödeme aldığı, evinde bulunan kimlik kartlarıyla bakım yardımlarını da usulsüz biçimde kendi hesabına aktardığı iddia ediliyor. Bazı hastaların baskı ve tehdide maruz kaldığı öne sürülürken, hemşirenin villasındaki 17 lüks otomobile el konulması dosyanın boyutunu ortaya koydu. Olay, üçüncü taraf ödeme sisteminin daha sıkı denetlenmemesi hâlinde sağlık sigortasının büyük suistimallere açık olduğunu gösteriyor.

Çocuklara dijital şantaj uyarısı: Sextorsion vakalarında yüzde 130 artış

Child Focus, çocuk ve gençleri özel görüntülerle tehdit eden ‘sextorsion’ vakalarındaki hızlı artış nedeniyle ‘Payboy’ adlı yeni bir çevrim içi önleme ve destek platformu başlattı. Kuruluş bu yıl 350’den fazla dosya açtı; bu, bir önceki yıla göre yaklaşık yüzde 130 artış anlamına geliyor ve vakaların yüzde 93’ü erkek çocuk ve gençleri kapsıyor. Payboy, gençlere sahte profillerin nasıl çalıştığını somut örneklerle anlatıyor, şantajla karşılaşıldığında hangi adımların atılması ve hangilerinden kesinlikle kaçınılması gerektiğini adım adım açıklıyor. Child Focus, ebeveyn ve öğretmenlere “yargılamadan, açıkça konuşun; utanç duygusu yardım aramanın önüne geçmesin” çağrısı yapıyor.

Genel grev ülkeyi kilitliyor

Özel sektörde ilan edilen ulusal eylem günü kapsamında 26 Kasım Çarşamba günü Brüksel Havalimanı’ndan tüm kalkışlar iptal edildi; yalnızca sınırlı sayıda iniş mümkün olacak. Bu, yıl içindeki yedinci büyük grev dalgası; şimdiye dek 275 bin yolcunun planı bozuldu, ekonominin zararı yaklaşık 175 milyon avro olarak hesaplanıyor. Brussels Airlines, sendikalarla hükûmet arasındaki “dış çatışmanın bedelini” kendilerinin ve yolcuların ödediğini vurguluyor.

Öğretmenler meslekten kaçıyor

Aynı hafta, emeklilik reformuna tepki gösteren öğretmen sendikaları da demiryolları, kamu hizmetleri ve tüm sektörleri kapsayan üç günlük grev çağrısı yaptı; anketlere göre her beş öğretmenden biri bu koşullarda mesleği bırakmayı düşünüyor. Sendikalar, reformun öğretmen maaşlarında ayda 200–300 avroya, okul müdürlerinde ise bin avroya varan kayıplara yol açacağını söyleyerek, zaten ciddi olan öğretmen açığının daha da büyüyeceği uyarısında bulunuyor.

Genk’e 40 kişilik yeni cezaevi

Cezaevlerindeki aşırı doluluğa karşı federal plan çerçevesinde Limburg’daki Genk’te hafif güvenlikli, 40 kişilik yeni bir cezaevi inşasına onay verildi. Eski bir jandarma kışlasının bulunduğu alana kurulacak merkez, en fazla üç yıla kadar hapis cezası alan hükümlülere yönelik olacak ve bireysel destek programlarıyla yeniden topluma kazandırmaya odaklanacak; cinsel suçlar ve terör suçları ise kapsam dışında tutulacak. Yaklaşık 15 milyon avroya mal olması beklenen proje, ülke genelinde küçük bölgesel kurumlarla toplam 720 yeni kapasite yaratma hedefinin parçası. Yetkililer, bu modelin hem doluluğu azaltacağını hem de hükümlülerin aile bağlarını koparmadan rehabilitasyon şansını artıracağını savunuyor.

Rusya’dan dondurulmuş varlık uyarısı

Rusya’nın Belçika Büyükelçisi Denis Gonchar, Brüksel merkezli Euroclear’da tutulan dondurulmuş Rus varlıklarının Ukrayna için kullanılmasının “ağır misilleme” doğuracağı uyarısında bulundu ve böyle bir adımın hem uluslararası hukukun hem de ikili anlaşmaların ihlâli olacağını savundu. AB Komisyonu, bu varlıkları Ukrayna’ya verilecek 140 milyar avroluk kredinin teminatı olarak kullanmayı planlıyor; Kiev, krediyi ancak Rusya savaş tazminatı ödediği takdirde geri ödeyecek. Belçika Başbakanı Bart De Wever, büyük bölümünün ülkesinde bulunduğu bu varlıkların teminat olarak kullanılmasına prensipte açık, ancak risklerin AB içinde paylaşılması ve hukuki zeminin net olması şartını koşuyor. Moskova ise olası bir el koyma hâlinde sorumluluğun doğrudan Belçika’ya ait olacağını vurguluyor ve dosyayı hem ikili ilişkiler hem de Avrupa finans sisteminin itibarı açısından kritik bir sınav olarak görüyor.