AVRUPADAN Youtube Video
Belçika ile AB komisyonu arasında dondurulan Rus varlıkları krizi
AB’nin dondurulan Rus varlıklarını Ukrayna için kullanma planına Belçika sert itiraz ediyor. Uzmanlar, “Tarihte eşi benzeri yok, Avrupa kendi ayağına sıkabilir” uyarısı yapıyor.
Avrupa Birliği’nin dondurulan Rus varlıklarının Ukrayna için kullanılması planı, özellikle Belçika ile AB Komisyonu arasında ciddi bir krize dönüştü.
Komisyon, hazırladığı yeni önerinin Belçika’nın itirazlarını dikkate aldığını savunuyor. Ancak Brüksel, “çok sayıda soru hâlâ cevapsız” diyerek ikna olmadığını açıkça dile getiriyor. Uzmanlara göre Komisyon, gerekirse Belçika’yı devre dışı bırakacak yollar aramaya da hazırlanıyor.
120 milyar avroluk düğüm
Tartışmanın merkezinde Belçika Başbakanı Bart De Wever’in tutumu var. De Wever, ülkesinde dondurulmuş Rus varlıklarının Ukrayna’ya kaynak sağlamak için kullanılmasına kesin biçimde karşı çıkıyor.
Bunun fiilen bir “müsadere” anlamına geleceğini, Belçika’nın finans merkezi olarak güvenilirliğini zedeleyeceğini ve ülkenin ekonomik çıkarlarını riske atacağını savunuyor.
Belçika üzerinden bloke edilen Rus varlıklarının yaklaşık 120 milyar avro düzeyinde olduğu tahmin ediliyor. Bu büyüklük, tartışmayı hem finansal hem siyasî açıdan daha da sertleştiriyor. Brüksel, olası Rus misillemesinden ve tazminat davalarından da ciddi biçimde endişe ediyor.
AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, yeni planla “Belçika’nın neredeyse tüm kaygılarını dikkate aldıklarını” iddia ediyor. Belçika Dışişleri Bakanı Maxime Prévot ise aynı fikirde değil. Prévot, planın özellikle takas ve saklama hizmeti veren Euroclear şirketini yeterince korumadığını, risklerin üye ülkeler arasında adil paylaşılmadığını söylüyor.
“Tarihte eşi görülmemiş adım” uyarısı
Belçika hükûmetinin çekincelerine akademiden de destek geliyor. Lovanio Üniversitesi’nden risk yönetimi uzmanı Prof. Wim Schoutens, VRT televizyonuna yaptığı açıklamada “ateşle oynuyoruz” diyerek olağanüstü sert uyarılarda bulundu.
Schoutens’e göre AB ne isim verirse versin, dondurulmuş Rus varlıklarının Ukrayna için kullanılması dünya tarafından açıkça “müsadere” olarak görülecek. Profesör, şu hatırlatmayı yapıyor:
Bir banka ya da finans kuruluşu nezdindeki varlıkların bu şekilde alınması tarihte hiç yaşanmadı. Dünya savaşlarında bile bu kadar ileri gidilmedi.
Schoutens, bu nedenle Başbakan De Wever’in olası sonuçlara dikkat çekmekte haklı olduğunu düşünüyor.
Ekonomik, hukukî ve jeopolitik riskler
Prof. Schoutens, karşılaşılabilecek riskleri birkaç başlıkta topluyor.
Ekonomik risk: Rusya, buna karşılık olarak Rusya’da hâlâ faal olan Avrupa, özellikle de Belçika şirketlerinin mallarına el koyabilir.
Hukukî risk: Moskova’nın tazminat davaları açması neredeyse kesin görülüyor. Bu davaların AB mahkemelerinde değil, uluslararası tahkim mekanizmalarında görüleceğine dikkat çekiliyor. Uzmana göre bu süreçte Rusya’nın kazanma ihtimali az değil. Avrupa ülkelerinin bu konuda garanti vermekten kaçınması da kaygıları artırıyor.
Schoutens, Avrupa Merkez Bankası’nın da rahat olmadığını hatırlatıyor. ECB Başkanı Christine Lagarde’ın düzenleme için kullandığı “umarım uluslararası hukuka uygundur” ifadesinin güven verici olmadığını belirtiyor. ECB, Rusya’nın olası tazminat taleplerinin sonuçlarını üstlenmeyeceğini de açıkça ilan etmiş durumda.
Bu senaryoda Avrupa finans sisteminin sarsılabileceği, hatta yeni bir avro krizi riskinin doğabileceği dillendiriliyor.
Jeopolitik ve güven riski: Profesöre göre en ağır sonuç, küresel güven kaybı. Rus varlıklarının fiilen müsadere edilmesi, yalnızca Belçika’ya değil, tüm Avrupa’ya yönelik “paranız burada güvende değil” algısını güçlendirebilir.
Zaten bazı ülkelerde, parayı Avrupa’da tutmanın ne kadar güvenli olduğu sorgulanmaya başlanmış durumda. Schoutens, böylesi bir adımın varlıklı ülkeleri ve büyük yatırımcıları sermayelerini başka merkezlere, örneğin Çin’de ortaya çıkabilecek takas ve saklama kuruluşlarına kaydırmaya teşvik edebileceğini söylüyor.
Komisyon neden bu kadar ısrarcı?
Bu kadar ağır risk dile getirilirken, AB Komisyonu neden geri adım atmıyor? Prof. Schoutens, yanıtın siyasette yattığını düşünüyor. Birçok Avrupa hükûmeti, Ukrayna’ya destek için kendi bütçeleri üzerinden yeni borçlanmaya gitmek ve bunu seçmene anlatmak istemiyor. Dondurulmuş Rus varlıkları ise kısa vadede “kolay kaynak” gibi görülüyor ve bu da risklere karşı körlüğe yol açıyor.
Rus parası, birçok AB ülkesinde Belçika’daki kadar gündelik siyasetin merkezinde değil. Bu durum, Belçika’nın “blokaj yapan ülke” olarak hedefe konulmasını da siyaseten kolaylaştırıyor.
Schoutens’in mesajı sert ve açık: “Komisyonu sadece uyarabilirim. Gerçek anlamda büyük bir hata yapıyoruz. Riskler hem çok büyük hem de sistemik. Avrupa’ya sesleniyorum: Kendi ayağınıza sıkmayın; yakında ortada basacak ayak kalmayabilir.”
Belçika devre dışı bırakılabilir mi?
Tüm bu uyarılara rağmen uzmanlar, AB’nin hukuken Belçika’yı kısmen by-pass edebileceği ihtimalinin masada olduğunu söylüyor.
Bu tür bir formülde oybirliği şartı gerekmeyeceği için, Brüksel’in son aşamada istemese de “yalnızlaşmış ülke” konumuna düşme ve geri adım atma riski bulunuyor.
Önümüzdeki süreç, sadece Ukrayna’ya destek politikasını değil, Avrupa’nın finansal güvenilirliğini ve küresel yatırımcı gözündeki itibarını da yakından etkileyecek.
Geri Dön 05 Aralık 2025 Cuma Önceki Yazılar