Steinmeier: Düzensiz göçü sınırlamak öncelikli

Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier, Solingen'de 23 Ağustos'ta 3 kişinin hayatını kaybettiği ve 8 kişinin yaralandığı bıçaklı saldırının ardından düzenlenen anma töreninde önemli açıklamalarda bulundu. Steinmeier, düzensiz göçe karşı daha etkili bir mücadele gerektiğini vurguladı ve bu konuda "her türlü çabanın" gösterilmesi gerektiğini belirtti. Göç ve göçün sınırlandırılması meselesinin önümüzdeki yıllarda öncelikli konular arasında yer alacağını ifade eden Steinmeier, saldırganın "koruma statüsünü korkunç bir şekilde kötüye kullandığını" söyledi.

"Temel sığınma hakkı" tartışması

Cumhurbaşkanı Steinmeier, temel sığınma hakkının önemine dikkat çekerek, Almanya'nın siyasi zulüm ve savaştan kaçan insanlara kapılarını açtığını ancak bu hakkın, yalnızca gerçekten korunmaya muhtaç olanların gelmesi durumunda işleyebileceğini belirtti. Ayrıca, sığınma talebinde bulunanların Almanya'nın kanun ve düzenlemelerine uyması gerektiğini de vurguladı. Göçün başarıya ulaşmasının, şehirlerde ve belediyelerde çalışanlar, gönüllüler, polis memurları gibi kendini adamış insanların yüklenmemesi gerektiğini ifade eden Steinmeier, iyi niyetli insanları zor durumda bırakmamak gerektiğini söyledi.

"Devlet vatandaşını koruma görevini yerine getiremedi"

Solingen'deki saldırıyı soruşturan Federal Savcılık, olayın ardında İslamcı bir ideolojinin olduğunu belirtiyor. 26 yaşındaki Suriyeli zanlının, aslında Avrupa Birliği'ne ilk giriş yaptığı ülke olan Bulgaristan'a sınır dışı edilmesi gerektiği ortaya çıkmıştı. Steinmeier, Almanya'da koruma arayan bir kişinin bu statüyü kötüye kullanmasının kabul edilemez olduğunu ve bu olayda devletin vatandaşlarını koruma görevini tam anlamıyla yerine getiremediğini belirtti. Steinmeier, işlenen suçun ve yapılan hataların kapsamlı bir şekilde ele alınması gerektiğini de sözlerine ekledi.

"Göçü sınırlayan düzenlemeler tam olarak uygulanmalı"

Cumhurbaşkanı Steinmeier, Almanya'da göçü sınırlayan mevcut ve hazırlık aşamasındaki düzenlemelerin tam olarak uygulanması gerektiğini vurguladı. Steinmeier, Solingen saldırısı ile Berlin'deki 2016 Noel pazarı saldırısı gibi İslamcı motivasyonlu saldırılar arasında benzerlikler kurdu. Ayrıca, ülkede aşırı sağ kaynaklı saldırılara da değinen Steinmeier, 2019'da işlenen Walter Lübcke cinayeti ve 1993'te Solingen'de beş kişinin hayatını kaybettiği ırkçı saldırıyı hatırlattı. Steinmeier, bu tür suçların her zaman özgürlüğe ve toplumsal değerlere yönelik bir tehdit oluşturduğunu ifade etti.

Dönüm noktası mı?

Solingen'deki saldırının ardından Almanya'da sınır dışı uygulamaları ve bıçak taşıma yasağı gibi konular yoğun bir şekilde tartışılmaya başlandı. Federal hükûmet, silah yasasının sertleştirilmesi, şiddet yanlısı İslamcılığa karşı önlemler alınması ve oturum izni ile iltica hakkını zorlaştırıcı düzenlemeler yapılacağını duyurdu. Kuzey Ren-Vestfalya Başbakanı Hendrik Wüst (CDU) ise Solingen'deki saldırıyı "dönüm noktası" olarak nitelendirerek, iltica, dış politika ve göç politikası konularında derinlemesine tartışmalar yapılması gerektiğini belirtti. Wüst, bu tartışmaların sakin ve objektif bir şekilde yürütülmesi gerektiğini de sözlerine ekledi.