AVRUPADAN Youtube Video
Siz de mustarip olabilirsiniz: Yetişkinlerde ADHD tanısı hızla arttı
Almanya’da 2015-2024 arasında yetişkinlerde ilk kez konan ADHD tanıları neredeyse üçe katlandı. Uzmanlar artışı farkındalık ve geç tanıyla açıklıyor.
Deutsches Ärzteblatt’ta yayımlanan ve Merkezi Sigortalı Hekimlik Hizmetleri Enstitüsü verilerine dayanan analize göre Almanya’da yetişkinlerde ilk kez konan ADHD tanıları 2015-2024 döneminde neredeyse üç kat arttı. Bugün her yıl 10 bin yasal sigortalıdan yaklaşık 26’sına ilk kez ADHD tanısı konuyor. Bu sayı 2015’te 9’du.
En belirgin artış 40 yaş altı grupta
Veriler, artışın özellikle 40 yaş altındaki genç yetişkinlerde yoğunlaştığını gösteriyor. Bu yaş grubunda genç kadınlarda tanı sayısı da belirgin biçimde yükseldi. Uzmanlara göre bu tablo, ‘daha fazla kişinin hasta olmasından’ çok, yıllardır gözden kaçan belirtilerin artık daha çok fark edilmesiyle ilgili.
Uzmanlar: asıl neden gecikmiş tanı
Uzmanlar, yetişkin tanılarındaki sıçramanın hastalığın yaygınlığının arttığı anlamına gelmediğini vurguluyor. Freiburg Üniversite Kliniği’nden Swantje Matthies, pek çok vakanın geç tanı olabileceğini belirterek şöyle dedi:
Bu, kişilerin çocuklukta da belirtileri olduğu, ancak o dönemde tanı almadığı anlamına geliyor. Şimdi yetişkinlikte ‘gecikmiş’ biçimde değerlendirmeye geliyorlar.
Kadınlarda belirtiler neden daha çok gözden kaçtı?
Uzmanlara göre kadınlarda tanıların artması da benzer bir nedene dayanıyor. İlk çalışmaların uzun süre erkekler üzerinden yürütülmesi, ‘erkek tipi’ belirtilerin ölçüt gibi görülmesine yol açtı. Oysa kadınlarda ve kız çocuklarında tablo daha farklı seyredebiliyor. Daha fazla dalgınlık ve dikkatsizlik, daha az belirgin hiperaktivite öne çıkabiliyor. Matthies, bu nedenle çocuklukta daha az fark edilen kadınların yetişkinlikte tanıyı daha sık sonradan aldığını söylüyor.
Sosyal medya etkisi var, ama ‘hype’ değil
ADHD son yıllarda sosyal medyada daha görünür hâle geldi. Bu görünürlük, bazı kişilerin kendilerindeki belirtileri erken fark edip sağlık sistemine başvurmasını hızlandırdı. Ancak uzmanlar tanı artışını bir ‘moda akımı’ ya da yaygın yanlış tanı dalgası olarak görmüyor. Frankfurt Goethe Üniversitesi’nden Andreas Reif, bu konuda şu uyarıyı yaptı:
“Öz tanılar elbette tıbbi sistemden değerlendirme talebini artırır. Ama buradan bir ‘hype’ ya da ‘normali hastalıklaştırma’ sonucu çıkarmak doğru değil.”
Tanıya erişim hâlâ zor, eksik tanı ihtimali sürüyor
Araştırmacılara göre yetişkin nüfusta ADHD yaygınlığına ilişkin tahminler yaklaşık yüzde 2,5 düzeyinde. Buna rağmen tanılama ve tedaviye erişimde sorunlar sürüyor. Mannheim Ruh Sağlığı Merkezi’nden Oliver Hennig, yetişkin değerlendirme hizmetlerinin çoğu zaman özel polikliniklerle sınırlı kaldığını ve bu birimlerin büyük ölçüde kapasite aşımı yaşadığını aktarıyor. Bu nedenle ADHD’nin hâlâ eksik tanı alıyor olabileceği belirtiliyor.
Yetişkinlerde belirtiler farklı görünebiliyor
Uzmanlara göre yetişkinlikte tablo, dışa dönük hiperaktiviteden çok ‘iç huzursuzluk’, zihni susturamama ve özellikle tekdüze işleri sürekli erteleme biçiminde yaşanabiliyor. Toplantılarda odaklanamama, okurken dikkatin dağılması, randevuları unutma, ev işleri ve finansal düzeni yönetmede dağınıklık, hızlı duygusal tepkiler ve sohbetlerde sık sık araya girme gibi şikâyetler de sık dile getiriliyor. Dikkat eksikliğinin öne çıktığı tabloda hiperaktivite daha zayıf kalabiliyor.
Her tanı tedavi demek değil
Uzmanlar, tanı alan herkesin mutlaka tedaviye ihtiyaç duymadığını vurguluyor. Belirtilerin şiddeti kişiden kişiye değiştiği için durum çoğu zaman bir ‘spektrum’ olarak ele alınıyor. Bazı kişiler, ilgilendikleri konularda ‘hiper odaklanma’ yaşayabildiklerini ve bunun günlük yaşamda işe yarayabildiğini söylüyor.
İlaçlar çekirdek belirtilerde daha hızlı etkili
Belirgin zorlanma ve yaşam kalitesinde düşüş varsa tedavi seçenekleri gündeme geliyor. Haberde aktarılan bir meta-analize göre çekirdek belirtiler olan huzursuzluk, dikkatsizlik ve dürtüsellik üzerinde en hızlı ve güvenilir etkiyi ilaçlar gösteriyor. Metilfenidat ve amfetamin türevlerinin bu alanda öne çıktığı belirtiliyor.
Psikoterapi, davranış değişikliği ve nörogeribildirim gibi yöntemlerde ise sonuçların daha değişken olduğu, etkinin daha geç ve daha sınırlı kalabildiği aktarılıyor. Buna rağmen bu yaklaşımların ilişki sorunları, iş yerinde çatışmalar, kaygı, ebeveynlikte zorlanma ve ikincil psikolojik ya da bedensel sorunlarda önemli katkı sağlayabileceği vurgulanıyor.
“Hekim değerlendirmesi şart”
Uzmanlar, özellikle ilaç tedavisinde hekim değerlendirmesi ve kılavuzlara uygun tanının kritik olduğunu hatırlatıyor. Çünkü bu ilaçlar ADHD olmayan kişilerde uyarıcı etki yapabiliyor ve ciddi yan etkilere yol açabiliyor. Bu nedenle kendi kendine tanı koymak yerine, tıbbi değerlendirmeyle ilerlenmesi gerektiği ifade ediliyor.
Geri Dön 12 Aralık 2025 Cuma Önceki Yazılar