Scholz: Sorumluluk bana ait

Scholz, şansölye olarak hükûmetin sorumluluğunun kendisine ait olduğunu belirterek, "Bu olayla hiçbir ilgim olmadığını söylemek saçma olur" dedi. Uzun süren kamuoyu tartışmalarının karar almayı zorlaştırdığını kabul eden Scholz, "Bu suçu kabul etmek zorundayız ve ben yapmasaydım da olurdu" diye ekledi.

Rusya'nın Ukrayna'yı işgali, ekonomik ve siyasi çalkantılar ile salgının etkileri nedeniyle halk arasında büyük bir endişe olduğunu vurgulayan Scholz, "Vatandaşlar, bu durumun kendileri için olumlu sonuçlanıp sonuçlanmayacağından emin değil. Bu, henüz görünmeyen bir yolculuk. Bunu açık ve dürüst bir şekilde ifade etmek istiyorum" dedi. Scholz, SPD, Yeşiller ve FDP'yi anlaşmaya varmaya ve çatışma yerine müzakereye çağırdı.

"Toplumlarımızda bir şeyler oluyor"

AfD'nin yükselişi hakkında konuşan Scholz, "Cin şişeden çıktı. Bunun geri itilmesi, sağ görüşlü olanlar açısından zor olacak. Diğerleri ise ülkemizi doğru yola yönlendirecek, sorunları çözecek politikalarla ikna edilmelidir" ifadelerini kullandı. Scholz, Almanya'nın yanı sıra Avrupa genelinde sağcı popülist partilerin yükselişini gözlemlediğini söyleyerek, "Toplumlarımızda bir şeyler oluyor" dedi.

Tartışmaların devam ettiği konular arasında vatandaşlık parası, çocuk parası ve çiftçilere verilen sübvansiyonlar bulunuyor. Scholz, siyasetin korkak insanlar için olmadığını belirterek, "Elbette çatışmalar olmadan yürümez. Bir sosyal demokrat olarak çalışmanın ahlaki bir görev olduğuna inanıyorum. Toplumumuz, çalışma, işe ve çalışanlara saygı üzerine inşa edilmiştir. Bu nedenle maaşların iyi olması gerekiyor" dedi.

Scholz, SPD'nin şansölye değişikliği iddialarını reddederek, "Bu bir peri masalı" dedi ve yakın zamanda istifa etmeyi düşünmediğini ifade etti. Son ankete göre, Alman halkının sadece yüzde 19'u Olaf Scholz'un çalışmalarından memnun, bu da 1997 yılından bu yana bir başbakanın en düşük destek seviyesi.