AVRUPADAN Youtube Video
Rüzgâr enerjisi hızlanıyor ama yeterli değil
Almanya’nın enerji dönüşümünde rüzgâr enerjisi temel taşı olmaya devam ediyor. Yıllarca süren yavaş ilerlemenin ardından, siyasetin hızlandırma adımları ilk somut sonuçlarını vermeye başladı.
2025’in ilk yarısında kara tipi (onshore) rüzgâr türbinlerinin kurulumu, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 67 arttı. Böylece artış hızı, 2017’deki rekor seviyeye yeniden yaklaşmaya başladı. Ancak uzmanlara göre bu tempo, Almanya’nın iklim hedeflerine ulaşması için hâlâ yeterli değil.
En az üçe katlanmalı
Ülke, 2045 yılına kadar sera gazı nötrlüğüne ulaşmayı hedefliyor. Wuppertal İklim, Çevre ve Enerji Enstitüsü’nden iklim bilimci Manfred Fischedick, rüzgârın rolünü şöyle özetliyor:
Rüzgâr enerjisinin iklim hedeflerine ulaşmada merkezi bir rolü var. Çoğu iklim senaryosu, sadece kara rüzgâr santrallerinin elektrik üretimindeki payının 2045’e kadar en az üçe katlanması gerektiğini gösteriyor.
New Climate Institute’tan Niklas Höhne ise iklim krizinin hızına dikkat çekti ve “İklim değişikliği ilerliyor, bunu bu yıl neredeyse her ay, benzeri görülmemiş aşırı hava olaylarıyla görüyoruz. Bu koşullarda iklim korumasını geri plana itmek bana göre tamamen sorumsuzluk” diye konuştu.
“Kömürden, petrolden, gazdan çıkışın anahtarı rüzgâr ve güneş”
Höhne’ye göre, tüm karbonsuzlaşma stratejisinin temeli yenilenebilir elektrik. “Bizim kömürden, petrolden, gazdan çıkmamız gerekiyor” diyen Höhne, “Bunu yaparken rüzgâr ve güneşten elde edilen elektrik en kritik unsur. Bu elektriğe sadece kömür santrallerini kapatmak için değil, ulaşımı ve ısıtmayı elektrikleştirmek (örneğin elektrikli motorlar, ısı pompaları) için de ihtiyacımız var” ifadelerini kullandı.
Ancak uzmanlar, sadece daha fazla türbin kurmanın yeterli olmayacağı konusunda uyarılarda bulundu. Üretim kapasitesinin artışı, şebeke altyapısı, yedek güçler ve tüketim esnekliği ile birlikte düşünülmek zorunda.
Fischedick, özellikle düzenlenebilir kapasitelere işaret etti. İklim bilimci; yeni gaz santrallerinin devreye girmesi gerektiğini, ancak bu santrallerin mutlaka ‘H2-ready’, yani gelecekte yeşil hidrojenle çalışabilecek şekilde inşa edilmesinin şart olduğunu vurguluyor. Aksi hâlde, fosil yakıtlara uzun vadeli bağımlılık (fossiles Lock-in) riski doğuyor.
Ekonomist Veronika Grimm de yaz aylarında yaptığı açıklamada benzer uyarıda bulunmuş ve “Özellikle şebeke yatırımları ve gaz santrali yatırımları çok geride. Yenilenebilirlerde iyi ilerliyoruz, hız arttı. Ama yeni gaz santrali kapasitesini artırma noktasında gerekli hızda değiliz” demişti.
Elektrik talebi artacak
İklim bilimciler, Almanya’nın elektrik ihtiyacının önümüzdeki yıllarda belirgin biçimde artacağı konusunda hemfikir. Bunun başlıca nedenleri:
• Ulaşımda elektrikli araçların yaygınlaşması,
• Isıtmada ısı pompalarına geçiş,
• Ekonomide büyümenin yeniden hızlanması.
Bu nedenle, rüzgâr ve diğer yenilenebilirlerdeki artışın yavaşlaması, uzmanlara göre iklim politikası açısından ters etki (kontraproduktif) yaratır.
KRV rüzgârda öncü: 2027’ye kadar 1000 yeni türbin hedefi
Wuppertal Enstitüsü’nden Fischedick, özellikle Kuzey Ren-Vestfalya (KRV) eyaletini rüzgâr yatırımlarında ‘öncü’ olarak nitelendirdi ve “Eyalet hükûmeti, mevcut yasama dönemi bitene kadar (2027 sonuna dek) en az 1.000 yeni rüzgâr türbini kurmayı hedefliyor. Bugünden bakıldığında bu hedefin ulaşılabilir olduğu görünüyor” dedi.
Sonuç olarak, uzmanlar teknik imkânların tek başına yeterli olmadığını vurguluyor. Enerji dönüşümünün başarısı, siyasi kararlılık, bölgesel kabul ve kararların sahada hızlıca uygulanmasına bağlı. Rüzgâr türbinleri, şebekeler, esnek tüketim ve yedek kapasite, aynı anda ve uyumlu şekilde büyümezse, Almanya’nın 2045 iklim hedeflerine ulaşması ciddi şekilde zorlaşacak.
Geri Dön 25 Kasım 2025 Salı Önceki Yazılar