AVRUPADAN Youtube Video
Neonazilerin Mölln’de 3 Türk’ü öldürmesinin 30’uncu yılı: Almanya’da ırkçılık
Almanya’nın Mölln kentinde neonaziler 23 Kasım 1992 tarihinde bir evi kundakladı. Evde yaşayan 3 Türk yaşamını yitirdi. Peki şu an ülkede durum ne?
Almanya'nın Schleswig Holstein eyaletinin Hamburg yakınlarında bulunan Mölln kentinde 23 Kasım 1992'de Neonazilerin kundakladığı evde Bahide Arslan, Yeliz Arslan ve Ayşe Yılmaz'ın hayatını kaybetmesinin üzerinden 30 yıl geçti. Mölln'deki saldırı, iki Almanya'nın birleşmesinden sonra Neonaziler tarafından yapılan ve insanların hayatını kaybettiği ilk ırkçı kundaklama olarak tarihe geçti.
Aşırı sağcı Lars Christiansen ve Michael Peters, ilk önce 32 Türk'ün kaldığı evi iki molotofkokteyli atarak kundakladı. Neonaziler saldırının ardından itfaiyeyi arayarak "Ratzeburger Caddesi'nde bir ev yanıyor. Çok yaşa Hitler! (Heil Hitler)” ifadesini kullanarak telefonu kapattı. Binada yaşayanlar yangından kaçarak kurtuldu. Çok sayıda kişinin yaralandığı olayda bazıları pencereden atladı, bir kısmı ise çarşafların yardımıyla pencerelerden kendisini dışarıya attı.
Aşırı sağcılar Ratzeburger Caddesi'ndeki evi ateşe verdikten yarım saat sonra Arslan ailesinin kaldığı eve molotof kokteyli attı. Alevlerin hızlıca yayıldığı evde 10 yaşındaki Yeliz Arslan, 14 yaşındaki Ayşe Yılmaz ile onları kurtarmaya çalışan 51 yaşındaki Bahide Arslan yaşamını yitirdi.
Bahide Arslan'ın, itfaiyenin yangın söndürüldükten sonra mutfakta bulduğu ve o dönem 7 yaşında olan torunu İbrahim Arslan'ı ıslak bezlere sarıp yangından kurtardığı aktarılıyor. Arslan ailesinin diğer fertleri ise pencerelerden atlayarak hayatta kaldı.
Olayın ardından tutuklanıp yargılanan iki Neonazilerden biri 7,5 yıl, diğeri de 15 yıl hapis cezası aldı.
Dönemin Başbakanı Helmut Kohl, hayatını kaybedenler için düzenlenen cenaze törenine katılmadı. Saldırının ardından Alman hükümet sözcüsünün, Kohl'un neden cenaze törenine katılmadığına ilişkin bir soruya, hükümetin bunu "taziye turizmine dönüştürmek istemediği" yanıtı tartışmalara yol açtı.
Türklere yapılan diğer saldırılar:
Kuzey Ren Vestfalya eyaletinin Solingen kentinde, 29 Mayıs 1993'te, Genç ailesinin Untere Werner Caddesi'ndeki evleri aşırı sağcılar tarafından kundaklandı. Olayda Gürsün İnce (28), Hatice Genç (19), Gülüstan Öztürk (12), Hülya Genç (9) ve Saime Genç (5) yanarak can verdi.
Lübeck kentinde 18 Ocak 1996'da mülteci yurduna yönelik saldırıda çoğu Afrika kökenli 7'si çocuk 10 kişi hayatını kaybetti. Bu saldırı şimdiye kadar aydınlatılmadı ve failleri yakalanamadı.
Brandenburg eyaletinin Guben kentinde 13 Şubat 1999'da aşırı sağcılar 3 yabancıya saldırdı. Saldırı sonucu Cezayirli mülteci Farid Guendoul hayatını kaybetti. Olaya ilişkin 8 aşırı sağcı hüküm giydi.
Bunları, 2000-2007 yıllarında, aşırı sağcı Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) terör örgütünün cinayetleri, Halle ve Hanau kentlerindeki saldırılar gibi birçok ırkçı olay izledi.
Müslüman mezarları tahrip edildi
Almanya’nın Aşağı Saksonya eyaletinin Hannover kentinde bir Müslüman mezarlığında çok sayıda mezar taşının tahrip edildi. Aşağı Saksonya’nın Iserlohn şehrinde 2022’in başında kimliği belirsiz kişi ya da kişiler, Türk ve Müslümanlara ait mezar taşlarını kırmıştı.
Serbest kalan NSU destekçisi yeniden hapse
Aşırı sağcı Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) terör örgütüne yardım ve yataklık etmekten ceza alan Ralf Wohlleben, hapse geri dönecek. Karlsruhe’deki Federal Yüksek Mahkeme (BGH), Wohlleben’in hapis cezasının kalan 3 yıl 4 aylık kısmının ertelenmemesine karar verdi.
Wohlleben, NSU terör hücresine bir tabanca temin etmekten suçlu bulunmuştu. Wohlleben’in temin ettigi ‘Ceska’ marka Çek yapımı tabancayla Uwe Böhnhardt ve Uwe Mundlos 9 kişiyi vurdu. Bu nedenle Wohlleben, Temmuz 2018’de Münih Yüksek Bölge Mahkemesi (OLG) tarafından dokuz cinayetin işlenmesine yardım etmekten 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Federal Yüksek Mahkeme, bu kararı Ağustos 2021’de onaylayarak yasal olarak bağlayıcı hale getirdi. O tarihte, 10 yıllık hapis cezasına 3 yıl 4 aydan biraz fazla bir süre kalan Wohlleben, hapis cezasının üçte ikisini çektikten sonra geri kalanını şartlı tahliye ile ertelemek mümkün olduğu için Federal Yüksek Mahkeme’nin kararının ardından bu yönde başvuruda bulunmuştu.
Wohlleben, Münih Yüksek Bölge Mahkemesi konuyla ilgili kararını verene kadar serbest kalmıştı. Mahkeme, 1 Eylül tarihli bir kararla Wohlleben’in cezasının geri kalanının ertelenmesi için yaptığı başvuruyu reddetti. Bunun üzerine Wohlleben, Federal Yüksek Mahkeme’ye temyiz başvurusunda bulundu. Federal Yüksek Mahkeme’nin önceki gün aldığı kararda da ‘olası bir yeniden suç işlemenin tehdit ettiği yasal çıkarların çok yüksek ağırlığı nedeniyle’ Wohlleben’in başvurusu reddedildi. Bu kararla Wohlleben, geri kalan süreyi de hapiste gecirecek.
Yeni sağ parti kuruldu
Almanya’da, kendini muhafazakar Birlik (CDU/CSU) partileri ile aşırı sağcı AfD arasında konumlanmış yeni bir parti kuruldu. ‘Bündnis Deutschland’ (Almanya Birliği) adlı parti, “Özgürlük. Refah. Güvenlik” sloganıyla yola çıktı. Partinin başkanı Steffen Grosse, yeni partinin Birlik ile AfD arasındaki temsil boşluğunu gidermek amacıyla kurulduğu söyledi.
Geri Dön 24 Kasım 2022 Perşembe Önceki Yazılar