AVRUPADAN Youtube Video
Almanya’nın hikâyesi yeniden anlatılıyor
Haus der Geschichte, 1945 sonrası Almanya tarihini daha fazla mekân, daha güncel tema ve etkileşimli öğelerle yeniden kurguladı. Yeni kalıcı serginin başlığı: “Sen tarihin bir parçasısın”.
Bonn’daki Haus der Geschichte müzesi, kalıcı sergisini baştan sona yeniledi. Müze artık Almanya’nın yakın tarihini yalnızca büyük siyasî kırılmalarla değil, gündelik hayat sahneleriyle birlikte anlatıyor.
Ziyaretçileri karşılayan en çarpıcı örneklerden biri, 1990’ların sonunda bir genç kızın odası. Julia’nın odasında duvarda Take That ve Spice Girls posterleri, rafta kaset ve CD’ler, masada defterler ve Titanic filminin afişi duruyor. Bir zamanlar gerçek bir evin içinde olan bu oda, bugün müzenin koridorlarından birine taşınmış durumda.
Müzenin yenilenen kalıcı sergisinde yaklaşık 3 bin 850 obje yer alıyor. Haus der Geschichte, 2024 sonbaharında bu yenileme için kapılarını geçici olarak kapatmıştı; sergi şimdi resmen yeniden açıldı.
Büyük tarih ile küçük hayat anları yan yana
Yeni konsept, ziyaretçilerin kendi yaşam öyküleriyle bağ kurmasını hedefliyor. Büyük tarih ile küçük, kişisel anlar aynı mekânda buluşuyor.
Haus der Geschichte Vakfı Başkanı Harald Biermann, açılışta amaçlarını şöyle anlattı:
Dünya siyasetindeki gelişmeleri, insanların biyografileriyle iç içe anlatmak istiyoruz. Sergideki nesneler, ziyaretçilere kendi çocukluklarını, gençliklerini veya ailelerini hatırlatmalı.
Bu yaklaşım, sergiye hafif bir nostalji duygusu da katıyor. Ziyaretçi, yalnızca tarih kitaplarından bildiği dönemleri değil, bizzat yaşadığı yılları da vitrinde görüyor.
Sergi Ukrayna savaşıyla sona eriyor
Sergi, Almanya’nın yakın tarihini anlatırken bugünün krizlerine de bakıyor. Küratörlerin kurguladığı son bölüm, Ukrayna’daki savaş ve bunun Almanya’ya yansımalarına ayrılmış durumda.
Biermann, açılış konuşmasında “Tarihin güncelliğe yetiştiği bir anda olduklarını” söyledi. Aslında açılış konuşmasını Başbakan Friedrich Merz’in yapması planlanmıştı. Ancak Merz, İngiltere, Fransa ve Ukrayna temsilcileriyle Londra’daki görüşmelere katılmak için programını değiştirdi.
Bu nedenle kürsüye Kültür ve Medya Devlet Bakanı Wolfram Weimer çıktı. 1964 doğumlu olduğunu hatırlatan Weimer, sergiyi gezerken bunun ‘kendi kuşağı için büyüleyici bir aile albümü ve günlük’ gibi hissettirdiğini anlattı.
Weimer, tüm krizlere rağmen Federal Almanya Cumhuriyeti’nde elde edilen başarıların da unutulmaması gerektiğini vurguladı. “Bu sergi, demokratik yakın tarihimizin büyüklüğünü de gözler önüne seriyor. Alman tarihinde 80 yıl kesintisiz barış pek nadir – belki de hiç olmadı.” dedi.
Ağırlık bugüne yaklaştı: Göç, dijitalleşme, iklim
Vakfın Başkanı Biermann, yeni serginin ağırlık merkezinin değiştiğini de açıkladı. Eski kalıcı sergide 1945–1949 dönemi, 1990 sonrası kadar geniş bir yer kaplıyordu. Yıllar geçtikçe yeni olayları sergiye eklemek fiziksel olarak zorlaşmıştı.
Bu nedenle radikal bir karar alındı: Berlin Duvarı’ndan iki parça dışında tüm sergi boşaltıldı ve baştan kurgulandı. Yeni yapıda, son yılları şekillendiren başlıklar öne çıkıyor. Göç, dijitalleşme, iklim krizi ve koronavirüs pandemisi önceki sergiye kıyasla çok daha geniş yer buluyor.
Daha dijital, daha etkileşimli, daha katılımcı
Yenilenen serginin en dikkat çeken yanlarından biri, ziyaretçilerin sürece daha fazla katılması. Milletvekili rolüne girip oylama yapılabilen Bundestag simülasyonu korunmuş. Buna ek olarak yeni dijital istasyonlar eklenmiş.
Büyük bir dokunmatik video duvarında ziyaretçiler, doğum yıllarını seçip el izlerini dijital olarak bırakabiliyor. Böylece herkes, kendi küçük izini müzenin zaman çizelgesine eklemiş oluyor. Biermann, “Daha dijital, daha kapsayıcı ve daha interaktif olmak istedik” diyor.
‘Sen tarihin bir parçasısın’dan ‘tarih senin bir parçan’a
Serginin son bölümü, mesajı tersine çeviriyor. Girişte ziyaretçiye “Sen tarihin bir parçasısın” diyen müze, finalde bu düşünceyi “Tarih de senin bir parçan” cümlesiyle tamamlıyor.
En sonda yer alan ‘Bugün’ odasında hazır bir anlatı yok. Bu alanı, küratörler değil, ziyaretçiler şekillendiriyor. Müze, gelenlere gündelik hayatta önemli buldukları nesneleri ve konuları kartlara yazıp bırakmalarını öneriyor.
Amaç, tarihin sadece vitrindeki objelerden ibaret olmadığını, her gün, herkesin yaşamında yeniden yazıldığını hatırlatmak. Haus der Geschichte, bu yeni sergiyle hem Almanya’nın yakın tarihini yeniden anlatıyor hem de ziyaretçiye şu mesajı veriyor: Bu hikâyenin içinde sen de varsın.
Geri Dön 09 Aralık 2025 Salı Önceki Yazılar