AVRUPADAN Youtube Video
Almanya’da yapay zekâ algısı: Her iş risk altında, benimki hariç
Almanya’da her iki kişiden biri yapay zekânın işleri tehdit ettiğini düşünüyor. Ancak büyük çoğunluk kendi işini bu riskin dışında görüyor.
Almanya’da yapılan yeni bir anket, toplumun yapay zekâya bakışının ne toptan reddiyeye ne de körü körüne hayranlığa uyduğunu gösteriyor.
YouGov’un 18 yaş üstü 2 bin 300’den fazla kişiyle yaptığı araştırmaya göre her üç kişiden biri, yapay zekâ çağını olumlu görüyor ve fırsatların risklerden ağır bastığını düşünüyor. Katılımcıların yüzde 24’ü tam tersine, risklerin daha büyük olduğunu söylüyor. Yüzde 30’luk bir kesim ise risk ve fırsatın dengede olduğu görüşünde.
Buna rağmen, yaklaşık üçte iki çoğunluk yapay zekânın hem günlük hayatı (yüzde 64) hem de işlerini (yüzde 62) kolaylaştıracağına inanıyor. Bu tablo, Almanya’yı ‘teknoloji düşmanı ülke’ kalıbına oturtmayı zorlaştırıyor.
Almanya, ChatGPT kullanımında da Avrupa’nın en önde gelen ülkelerinden biri. Dünyada en çok kullanan birkaç ülke arasında sayılıyor.
Sağlıkta umut, medyada ve ilişkilerde tedirginlik
Almanların yapay zekâdan en büyük beklentisi sağlık ve tıp alanında. Katılımcıların yaklaşık üçte ikisi, bu alanda büyük fayda potansiyeli görüyor. İlaç geliştirme ve biyoloji gibi alanlarda, karmaşık hesaplamalarda yapay zekânın şimdiden ciddi ilerleme sağladığı biliniyor.
Katılımcıların yarısından fazlası, yapay zekânın suçla mücadelede de olumlu katkı yapacağını düşünüyor. Özellikle yüz tanıma gibi teknolojilerle çözülen eski dava örnekleri, kamuoyunda yer bulmuş durumda. Buna karşı çıkanlar ise, bu sistemlerin hata payının ve önyargılarının adalet açısından ağır sonuçlara yol açabileceği uyarısını yapıyor.
Olumsuz beklentiler de az değil. Katılımcıların yarısından fazlası, yapay zekânın medya ve haber alanında kötü etkiler yaratacağını düşünüyor. Yüzde 43 ise flört, ilişkiler ve romantik hayat üzerinde olumsuz etki bekliyor.
“Yapay zekâ işleri tehdit ediyor, ama benimkine bir şey olmaz”
İstihdam söz konusu olduğunda tablo daha çelişkili. Ankete katılanların yaklaşık yarısı, yapay zekânın iş piyasası için ciddi bir risk oluşturduğunu söylüyor.
Ancak konu kendi mesleklerine gelince ton değişiyor. Yüzde 78, şu anki işini yapay zekâ yüzünden kaybetmekten pek endişe duymadığını belirtiyor. Yüzde 71 ise uzun vadeli kariyeri için de kaygı duymuyor.
Ortaya çıkan tablo, “Yapay zekâ her işi tehdit ediyor, sadece benimki hariç” duygusunu yansıtıyor. Bunun bir nedeni, insanların kendi işlerinde gereken becerileri daha karmaşık görmesi olabilir. Kendi mesleğini yakından bilen biri, “Benim yaptığımı bir makine kolay kolay yapamaz” demeye daha yatkın oluyor. Bu tutumun ne kadar gerçekçi olduğu ise önümüzdeki yıllarda ortaya çıkacak.
“Yapay zekâyı iyi biliyorum” diyen çok, düzenli kullanan az
Araştırmanın en dikkat çekici noktalarından biri, Almanların kendine güveni. “Yapay zekânın ne olduğunu ne kadar iyi anlıyorsunuz?” sorusuna katılımcıların yüzde 83’ü ‘çok iyi’ ya da ‘oldukça iyi’ cevabını veriyor. Bu oran, ankete dâhil edilen dokuz ülke içinde açık ara en yüksek değer.
Buna karşılık kullanım verileri çok daha düşük. Yüzde 29, yapay zekâyı ne işte ne günlük hayatta hiç kullanmadığını söylüyor. Yüzde 20, işte haftada birden az kullandığını belirtiyor. Gündelik hayatta da her dört kişiden biri haftada birden az kullandığını ifade ediyor.
Yani katılımcıların yaklaşık yarısı, yapay zekâyı düzenli sayılabilecek şekilde bile kullanmıyor. Buna rağmen büyük çoğunluk kendine ‘iyi yapay zekâ bilgisi’ notu veriyor.
Benzer bir sonuç, kısa süre önce TÜV için yapılan başka bir ankette de çıkmıştı. Almanya’da her iki kişiden biraz azı, yapay zekâyı haftada en az bir kez kullandığını söylüyor.
Burada ‘kullanım’dan ne anlaşıldığı da önemli. Pek çok kişi, Outlook’taki akıllı önerileri, Google’daki özet kutularını ya da bir e-posta metnini Copilot’a yazdırmayı ‘yapay zekâ kullanımı’ olarak bile saymıyor olabilir. Oysa bu işlevler artık birçok dijital araca gömülü durumda.
Yeni bir dijital uçurum mu oluşuyor?
Uzmanlar, bu tabloyu yeni bir ‘dijital bölünmenin’ işareti olarak okuyor. Bir yanda gün boyu yapay zekâ asistanlarıyla yazışan, onlardan restoran önerisi alan, e-posta yazdıran, işini bu araçlarla hızlandıran bir grup var. Diğer yanda ise bu teknolojiyi neredeyse hiç kullanmayan, bazen farkında bile olmayan bir kesim.
Temel soru şu; yapay zekâyı bilmeyen ve kullanmayan insanlar, birkaç yıl içinde bugün internet veya akıllı telefon kullanamayanların yaşadıklarına benzer bir geride kalmışlık hissiyle karşı karşıya kalacak mı?
Anketin ima ettiği tablo net: Almanya’da yapay zekâya bakış, ne siyah ne beyaz. Toplum ne tamamen reddediyor ne de sorgulamadan kucaklıyor. Ancak bu teknolojiyi gerçekten kimlerin anlayıp aktif kullandığı, kimlerin ise sadece ‘iyi biliyorum’ dediği, önümüzdeki dönemde hem iş hayatını hem de toplumsal eşitsizlikleri belirleyen önemli bir unsur hâline gelebilir.
Geri Dön 08 Aralık 2025 Pazartesi Önceki Yazılar