AVRUPADAN Youtube Video
Almanya'da bu hafta neler yaşandı?
Almanya'nın gündeminde bu hafta; Federal Meclis'teki yeni hükûmet oylaması ve AfD'nin 'kesin aşırı sağcı' ilan edilmesinin yankıları vardı. İşte yaşananlar...

Almanya’da CDU lideri Friedrich Merz, Federal Meclis’te yapılan ikinci tur oylamada 325 oyla başbakan seçildi. Ancak koalisyon ortakları CDU/CSU ile SPD’nin toplam 328 sandalyesi olmasına rağmen Merz’in ilk turda yalnızca 310 oy alabilmesi büyük bir siyasi krize yol açtı. Federal Cumhuriyet tarihinde ilk kez bir başbakan adayı ilk turda gerekli oyu alamadı.
Bu tablo, özellikle yeni kurulacak koalisyonun içinde güven bunalımı olduğunu gözler önüne serdi. AfD ve muhalefet partileri sonuçları “istikrarsızlık sinyali” olarak yorumladı. Merz ikinci turda seçilse de bu zayıf başlangıcın gölgesi görev süresine şimdiden düştü.
Siyasi belirsizlik ekonomiyi sarstı: DAX düştü, yatırımcılar tedirgin
Merz’in ilk turda başarısız olması, sadece siyaset sahnesini değil, ekonomik piyasaları da etkiledi. DAX endeksi yaklaşık 300 puanlık düşüşle yüzde 2’ye yakın değer kaybetti. Ekonomi uzmanları, bu durumun Almanya’nın uluslararası itibarı açısından da olumsuz etkiler yaratabileceğini belirtti.
Ekonomi Enstitüsü DIW Başkanı Marcel Fratzscher, CDU-SPD koalisyonunun hâlâ ortak hedeflerde uzlaşamadığını ve koalisyon metninin bağlayıcılıktan uzak olduğunu söyledi. Commerzbank’tan Jörg Krämer, “Almanya güçlü bir başlangıca değil, siyasi entrikalarla zayıflayan bir yönetime kavuştu” yorumunu yaptı.
Merz’ten ilk hamle: Göçte ‘ulusal acil durum’, sınır kontrolleri başladı
Başbakan Merz, seçim vaatlerinden biri olan sınır güvenliği konusunda ilk adımını attı. Avrupa Birliği Antlaşması’nın 72. maddesine dayanarak göçte “ulusal acil durum” ilan etti. Bu adımla birlikte Dublin Anlaşması’nın askıya alınabileceği ve Almanya’ya iltica başvurularının daha kolay reddedilebileceği belirtildi.
Hemen ardından İçişleri Bakanı Alexander Dobrindt’in talimatıyla Bavyera ve Kuzey Ren-Vestfalya’da (KRV) sınır kontrolleri sıkılaştırıldı. Bavyera-Avusturya ve KRV-Hollanda sınırlarında sabit denetim noktaları kuruldu. Şimdilik hamileler ve çocuklar gibi hassas gruplar geri çevrilmeyecek.
AfD davası sürerken destek artıyor: Halkın yarısı yasak istiyor
Federal Anayasayı Koruma Teşkilatı’nın 2 Mayıs’ta AfD’yi “kesin aşırı sağcı oluşum” olarak sınıflandırmasının ardından, Köln İdare Mahkemesi’ne yapılan başvuru sonrası bu ifade internet sitesinden kaldırıldı. İzleme faaliyetlerine de ara verildi.
Ancak bu durum kamuoyundaki tepkiyi engellemedi. Bild am Sonntag için yapılan ankette, halkın yüzde 48’i AfD’nin yasaklanmasını desteklediğini söyledi. Anayasayı Koruma Dairesi’nin 1100 sayfalık gizli raporu da basına sızdı. Belgede, parti liderlerinin İslamofobik, yabancı düşmanı ve antidemokratik söylemleri açıkça yer aldı.
İçişleri Bakanı Dobrindt ise “yasağı öncelikli görmediğini”, siyasi mücadeleyle AfD’nin etkisinin azaltılması gerektiğini savundu.
ABD-Almanya hattında AfD gerilimi: “Bu demokrasi değil” tartışması
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, AfD’ye yönelik izleme kararını “örtülü tiranlık” olarak nitelendirdi. Almanya Dışişleri Bakanlığı buna “Demokrasi budur. Bu karar bağımsız bir hukuk sürecinin ürünüdür” yanıtını verdi.
Başbakan Merz ise daha da sertti: “Amerika bizim iç işimize karışmasın. Ben ABD seçimlerine karışmıyorum, onlardan da aynı özeni bekliyorum.” Merz, Trump’la telefonla görüşeceğini, NATO Zirvesi’nde açıkça tavırlarını anlatacağını belirtti.
AfD'nin kurucusu Petry yeni parti kuruyor
AfD’den 2017’de ayrılan Frauke Petry, “özgürlükçü ama devlet karşıtı olmayan” yeni bir sağ parti kurma hazırlığında. Yeni oluşumun hedefi, geleneksel partilerden uzak duran halk kesimini çekmek ve kamu harcamalarını radikal biçimde azaltmak.
Poliste aşırı sağ soruşturması: 200 dosya işleme alındı
Almanya’da 2020’den bu yana en az 571 polis hakkında aşırı sağ veya komplo teorilerine dayalı eylemler nedeniyle işlem yapıldı. Sadece bu yıl 193 polis hakkında soruşturma başlatıldı. Berlin ve KRV eyaletleri, siyasi sınıflama yapılmadığı için verileri eksik aktardı. İçişleri Bakanları ise bu eğilimlerin “tekil bile olsa kabul edilemez” olduğunu vurguladı.
Almanya doğal kaynaklarını mayısta tüketti: Üç dünya gerekirdi
3 Mayıs, Almanya’nın 2025 yılı için doğaya düşen kaynak payını tükettiği tarih oldu. Global Footprint Network’e göre, tüm dünya Almanya gibi yaşasa yılda üç gezegen gerekecekti.
En zengin yüzde 10’luk kesimin çevresel zararı en yoksul yarının toplamına eşit. Oxfam ve WWF, zenginlerin daha yüksek karbon vergilerine tabi tutulmasını ve sürdürülebilir bir yaşam sistemine geçilmesini talep etti.
Otomotivde kriz: Trump'ın tarifesi sektörü sarstı
ABD’nin ithal otomobillere yüzde 25 vergi uygulaması, Alman otomotiv sektörünü sarsmaya başladı. Ifo’nun raporuna göre ihracat beklentileri düşerken, iç pazardaki siparişler sınırlı bir iyileşme gösterdi. Sektörde işten çıkarmalar hâlâ devam ediyor.
Aşırı sıcak uyarısı: Kuraklık, orman yangını ve enerji krizi kapıda
Meteorologlar, Almanya’nın yaz aylarında ciddi sıcak hava dalgaları ve kuraklıkla karşı karşıya kalacağını açıkladı. Kuraklık haritası kırmızı alarm verirken, enerji ve su kaynaklarında daralma bekleniyor. WWF, üçlü kriz uyarısı yaptı ve “İklim değişikliği, türlerin yok oluşu ve çevresel kirlilik birbirini besliyor" ifadelerini kullandı.
Bununla birlikte, Nature Climate Change dergisinde yayımlanan yeni bir araştırma, 1990’dan bu yana küresel ısınmanın üçte ikisinin dünyanın en zengin yüzde 10’luk kesiminin tüketim ve yatırım faaliyetlerinden kaynaklandığını ortaya koydu. Araştırmaya göre, bu kesimin alışkanlıkları ölümcül sıcak hava dalgaları ve Amazon’daki kuraklık gibi felaketleri katbekat artırıyor.
Geri Dön 11 Mayıs 2025 Pazar Önceki Yazılar