Almanya'da bu hafta neler yaşandı?

Çifte vatandaşlığı kolaylaştıran 'Vatandaşlık Yasasının Modernizasyonu Yasası' adlı yasa, Federal Meclis'ten oy çokluğuyla geçti. Yasa tasarısı, Federal Meclis'te bugün 234'e karşı 382 oyla kabul edildi. 23 milletvekili çekimser oy kullandı. Oylamada, SPD, Yeşiller ve FDP yasaya lehte oy kullanırken; CDU/CSU ve AfD karşı oy kullandı.

Yasa, Alman vatandaşlığına geçmek isteyenler için yasal ikâmet süresini 8 yıldan 5 yıla indiriyor. Ayrıca, ülkedeki yaşam şartlarına uyum sağlamada gösterilen okul veya mesleki başarı, gönüllü çalışmalar veya dil öğrenme gibi çabalara bağlı olarak bu süreyi 3 yıla düşürüyor.

Daha önce geçerli olan 'opsiyon modeli' tamamen kaldırılarak çifte vatandaşlık imkânı getiriliyor. Almanya'da doğan çocuklar, ebeveynlerinden birinin en az 5 yıl yasal olarak ülkede ikâmet etmesi durumunda Alman vatandaşlığına alınabilecek.

Yasa ayrıca, misafir işçi jenerasyonu ve son 2 yılda 20 ay tam gün çalışan yabancılar ile bunların tam gün çalışan eşlerini muaf tutuyor. Misafir işçi jenerasyonu için Alman vatandaşlığına geçişteki yazılı sınav zorunluluğu da kaldırılıyor.

BAföG reformu yetersiz bulundu

Federal Eğitim Bakanlığı, BAföG reformunun ilk taslağını açıkladı. Taslak, öğrencilere bir defaya mahsus "1.000 avro başlangıç yardımı" ve sömestr esnekliği gibi kolaylıklar getiriyor. Ancak söz konusu reformlar yetersiz bulundu. Bakanlık, Ocak ayından itibaren BAföG oranlarında bir artış öngörmüyor. 

Taslak, şubat ayında Kabine'de, nisan ayından itibaren Federal Meclis'te tartışılacak. Reformun 2024/25 kış döneminde yürürlüğe girmesi bekleniyor.

Alman Sendikalar Birliği (DGB) Başkan Yardımcısı Elke Hannack, tasarının çok yetersiz olduğunu belirterek, yaşam masrafları ve konut masraflarına ilişkin standart oranların artırılması gerektiğini söyledi. SPD'li Eğitim Politikaları Uzmanı Oliver Kaczmarek ise taslağın pek çok olumlu yön içerdiğini ancak Meclis'te tartışılması ve müzakere edilmesi gerektiğini ifade etti.

Uzlaşma olmazsa protestolar devam edecek

Çiftçiler, hükûmetle uzlaşma sağlanamaması durumunda, pazartesi gününden itibaren protestolarına devam edeceklerini belirtti.

Çiftçiler Birliği Başkanı Joachim Rukwied, hükûmetin tarımsal dizel sübvansiyonunu kademeli olarak kaldırma kararını geri çekmemesi durumunda, ülke genelinde daha büyük protestolara hazırlıklı olunması gerektiğini söyledi. Rukwied, Berlin'de yaptığı açıklamada, önceki protestoların bir 'öncü/artçı şok' olduğunu ve hükûmetin adım atmaması hâlinde asıl patlamanın gerçekleşeceğini belirtti. Birlik başkanı, Bütçe Komisyonu toplantısından olumlu bir sonuç çıkmazsa, önümüzdeki pazartesi gününden itibaren ülke genelinde yeniden eylemlere başlayacaklarını ifade etti, ancak daha fazla ayrıntı vermedi.

On binler AfD'ye karşı yürüdü

Berlin ve Freiburg'da, on binlerce kişinin katıldığı aşırı sağcı AfD ve ırkçılık karşıtı protesto gösterileri düzenlendi.

Başbakan Olaf Scholz da, yayımladığı video mesajında, aşırı sağcı AfD'ye karşı birleşme çağrısında bulundu. Scholz, AfD'nin milyonlarca insanı sürme planlarının demokrasiyi tehdit ettiğini ifade ederek, bu duruma karşı toplumun demokrasiyi savunma sorumluluğuna vurgu yaptı. Aşırı sağcıların demokrasiye saldırdığını ve birliği yok etmeye çalıştığını belirten Başbakan, herkesi açık ve net bir duruş sergilemeye çağırdı.

Anketlerde son durum

ZDF tarafından yapılan anket, SPD, Yeşiller ve FDP koalisyonuna olan memnuniyetsizliği gösterdi. Almanların yüzde 69'u trafik ışığı koalisyonundan memnun değil. Bu pazar seçim olsa, ana muhalefetteki CDU/CSU yüzde 31'le birinci sırada, aşırı sağcı AfD ise yüzde 22'yle ikinci sırada yer alacak. SPD, Yeşiller ve FDP'nin toplam oyu ise yüzde 31'de kalıyor.

İş dünyası da AfD'nin yükselişinden endişeli

Dernekler, sendikalar, Federal İş Ajansı ve büyük şirketler, Alman ekonomisinin yanı sıra ülkenin küresel itibarını da tehdit edebilecek olan yabancı düşmanlığının artmasından rahatsızlık duyuyor.

Infineon gibi önemli şirketlerin CEO'ları, AfD'nin yarattığı nefret ikliminin toplumu böldüğünü ve iş dünyasına zarar verdiğini belirtti. CEO Jochen Hanebeck, şirketin dünya çapında başarılı olabilmesi için her zaman açık olunması gerektiğini vurgulayarak, aşırı sağın bu açık düşünceyi tehdit ettiğini ifade etti.

Alman Sanayiciler Birliği Başkanı Siegfried Russwurm, AfD'nin yükselişinin sadece ekonomik değil, aynı zamanda toplumsal açıdan da tehlikeli olduğunu söyledi. Russwurm, aşırı sağın ülkenin bir arada yaşama kültürüne zarar verdiğini ve gelecek için risk oluşturduğunu belirtti.

Almanya, Rusya ile savaşa hazırlanıyor

Basına sızan gizli ordu belgelerinden birinde, 2025 yazında 30 bin Alman askerinin de katıldığı bir NATO ordusunun, Rusya'yla çatışmaya girebileceği iddia edildi.

Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius, daha önce yaptığı bir açıklamada, "Avrupa'da bir savaş tehdidi olabileceği fikrine alışmalıyız ve buna hazırlıklı olmalıyız" demişti.

“İlaç kıtlığı bilinenden çok daha vahim”

Çocuklar için ateş düşürücü şuruplar, kanser ve diyabet ilaçları gibi birçok ilaçta yaşanan tedarik sorunu, eczaneleri zor durumda bırakmaya devam ediyor. Alman Eczacılar Birliği, eczanelerdeki günlük arz sıkıntısının resmi bildirilenden çok daha ciddi olduğunu açıkladı. Federal İlaç ve Tıbbi Ürün Enstitüsü verilerine göre, yaklaşık 500 ilaç için şu anda teslimat darboğazı yaşanıyor. Kuzey Ren Eczacılar Birliği Başkanı Thomas Preis, hastaların boş rafların önünde beklemek zorunda kaldığını belirterek, "Artan talep giderek daha fazla antibiyotik kıtlığına yol açıyor” dedi. Federal İlaç ve Tıbbi Ürün Enstitüsü'nün listesinde yer alan 500 ilacın, yaşanan darboğazın tamamını yansıtmadığını ifade eden Preis, "Gerçekte, mevcut olmayan binlerce ilaç var” dedi.