Almanya'da bu hafta neler yaşandı?

Almanya’da Federal Meclis’in çalışmaları hız kazandı. Aylardır tartışılan yasalar, Meclis’te görüşülüyor. Tartışmalı Isınma Yasası, muhalefetin blok hâlinde kullandığı ‘ret’ oyuna rağmen geçti. Şayet Eyaletler Meclisi’nden de onay alırsa, yasa 1 Ocak 2024’te yürürlüğe girecek. Yasayla neler değişeceğini okumak için tıklayın…

Temel Çocuk Güvenliği kararı ertelendi

Öte yandan, Temel Çocuk Güvenliği yasası ile ilgili karar ise ertelendi. Aile Bakanı Lisa Paus, projenin hukuki ve teknik detaylarının yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini belirterek, "Politik olarak her şey hazır. Tasarı eylül ayı içinde yeniden sunulacak. Başaracağımıza inanıyorum" dedi.

Bürgergeld tartışması

Bir süredir tartışmaların odağındaki bir başka mesele de Bürgergeld. Muhalefet, sosyal yardımın çok yüksek olmasının insanları işsizliğe teşvik ettiği görüşünde. Tartışmalar sürerken, Bürgergeld’e 1 Ocak 2024’ten itibaren 61 avro zam getirilmesini öngören teklif Federal Kabine’de onaylandı. CDU lideri Friedrich Merz, rekor zammın işsizliği artıracağını söyleyerek hükûmeti eleştirdi. SPD’li Çalışma Bakanı Hubertus Heil ise, asgari ücretin 2022’den bu yana Bürgergeld’e oranla daha fazla arttığını ve saatlik 12 avroya çıkarılması teklifini CDU/CSU’nun reddettiğini söyleyerek Merz’i ‘dürüst olmamakla’ suçladı.

'Almanya Paktı'

Hemen her konuda oluşan krizler sonrası, Başbakan Olaf Scholz, ana muhalefet de dahil tüm kesimlere ‘Almanya Paktı’ için destek çağrısında bulundu. CDU lideri Merz ise, Scholz’un önce güvenoyu alması gerektiğini söyledi. Şansölye, “Ulusal çabaya ihtiyacımız var. Gelin güçlerimizi birleştirelim. Ülkede pek çok kişi bu güç birliğine özlem duyuyor. İçinde bulunduğumuz dönemin gereği, durgunluk yerine tempo, oturup beklemek yerine harekete geçmek, kavga yerine iş birliğidir" demişti.

Nitelikli işçi açığı krizi büyüyor

Bu hafta gündemdeki bir diğer can yakıcı konu da nitelikli personel açığıydı. Artık kriz boyutuna ulaşan sorun, en hayati işlerde de baş gösteriyor. Bu hafta başında açılan okullar, 14 bin 500 öğretmen açığıyla başladı. Alman Öğretmenler Birliği, geçmişte yapılan hataların öğretmen açığıyla sonuçlandığı kanaatinde. Birlik’ten yapılan açıklamada, öğretmen ihtiyacının fark edilmesine rağmen gidermek için çok geç hareket edildiği savunuldu.

Nitelikli personel açığı yaşanan bir diğer alan ise itfaiye oldu. Schleswig-Holstein eyaletine bağlı Sylt Adası'ndaki Hörnum İtfaiyesi, personel eksikliğine dikkat çekmek amacıyla, itfaiye binasına "Personel yok, yangın çıkarsa kendiniz söndürün" yazılı tabela astı.

Her gün 1,5 milyon kişi ilaç bulamıyor

Krizler bitmiyor… İlaç tedarikinde de ciddi aksamalar var. Kuzey Ren Eczacılar Birliği Başkanı Thomas Preis, ülkede her gün yaklaşık 1,5 milyon kişinin ilaç bulmakta zorlandığını açıkladı. Sağlık Bakanı Karl Lauterbach ise bu tablo karşısında ‘gereksiz panik yaratılmaması’ gerektiğini söyledi.

AfD'nin yükselişi ve Wagenknecht ihtimali

Almanya için tehlike çanlarını çaldıran bir başka mesele de AfD’nin yükselişi. Aşırı sağcı parti, Thüringen, Saksonya ve Mecklenburg-Vorpommern'in ardından, son olarak Brandenburg eyaletinde de birinci parti oldu. Sosyal demokrat SPD, bu eyalette 30 yıldan fazla süredir iktidarda. 

Fakat bu durum değişebilir. Sol Parti’den aday olmayacağını açıklayan Sahra Wagenknecht’in yeni bir parti kuracağı iddiası var. Üstelik yapılan kamuoyu anketlerine göre, Wagenknecht’in parti kurması hâlinde oy verebileceğini söyleyenlerin oranı yüzde 25. Yapılan bir başka ankete göre de AfD destekçilerinin yüzde 57'si, Sol Parti seçmenlerinin yüzde 53'ü Sahra Wagenknecht'in partisine ilgi gösteriyor.

Acil durum uyarı sistemleri test edildi

Almanya, ülke genelinde deprem, yangın, elektrik kesintileri ve radyasyon gibi acil durumlara hazırlık amacıyla uyarı sistemlerini test etti. Test bu kez sınıfı geçti. İçişleri Bakanı Nancy Faeser, uygulamanın başarılı geçtiğini belirterek, "Uyarı sistemlerimiz büyük bir stres testini başarıyla geçti. İnsanlara doğrudan cep telefonlarına gönderilen uyarı mesajları, sirenler, NINA (Acil Durum ve Bilgilendirme) uygulaması veya televizyon ve radyo aracılığıyla yapılan uyarılar, Almanya genelinde neredeyse herkese ulaştı" dedi.