AVRUPADAN Youtube Video
Almanlar daha fazla sığınmacı istemiyor
Almanların, ekonomik krizin de etkisiyle, sığınmacı sayısındaki artıştan duyduğu rahatsızlık giderek artıyor.
Almanya'da enerji krizi ve yüksek enflasyonun etkileriyle birleşen sığınmacı sayısındaki artış, toplumun genelinde rahatsızlık yaratıyor. Bertelsmann Vakfı'nın Verian Enstitüsü tarafından yürütülen bir kamuoyu araştırması, katılımcıların büyük bir çoğunluğunun (yüzde 78), sığınmacı akınının sosyal devlet üzerinde ek bir yük oluşturacağına inandığını gösteriyor. Araştırma ayrıca, katılımcıların yüzde 74'ünün kent merkezlerinde konut sıkıntısına, %73'ünün göçmenler ile yerel halk arasında sorunlara, ve yüzde 71'inin okullarda sıkıntılara yol açacağını düşündüğünü ortaya koyuyor. Son yıllarda bu endişelerin arttığı gözlemlenirken, 2021'de yapılan araştırmada bu oran %36 iken, güncel araştırmada yüzde 60'a yükseldi.
Raportör Ulrike Wieland, sonuçların göçmen karşıtlığı olarak algılanmaması gerektiğini, insanların mevcut ekonomik ve toplumsal koşullarda sığınmacıların topluma entegrasyonunun mümkün olup olmadığını sorguladıklarını belirtiyor. Araştırmaya göre, çalışmak veya eğitim almak için gelen göçmenlere yüzde 73 olumlu bakılırken, bu oran sığınmacılar söz konusu olduğunda yüzde 53'e düşüyor. Özellikle Almanya'nın doğusunda sığınmacıların gelişini olumlu bulanların oranı yüzde 37'ye kadar düşüyor.
İş gücü açığının göçmenlerle giderilmesine destek azaldı
Kalifiye iş gücü açığının göçmenlerle giderilmesi fikrine destek de azalmış durumda. Katılımcıların yüzde 87'si, sığınmacılara daha hızlı çalışma izni verilmesi gerektiğini düşünüyor. Kuzey Ren-Vestfalya Başbakanı Hendrik Wüst, artan mülteci sayısının yarattığı baskılar nedeniyle bir "iltica çöküşü" konusunda uyarıda bulunuyor. Saksonya Başbakanı Michael Kretschmer ise, Almanya'ya mülteci kabulüne üst sınır getirilmesi çağrısında bulunuyor ve entegrasyonun önemine dikkat çekiyor. Kretschmer, reddedilen sığınmacıların geri gönderilmemesini devletin başarısızlığı olarak görüyor ve geri kabul etmeyen ülkelere kalkınma yardımının durdurulması gerektiğini savunuyor. Bu durum, Alman toplumunda sığınmacı konusunda artan endişeleri ve politikacıların bu konudaki çeşitli tepkilerini gözler önüne seriyor.
Wüst: Almanya bir iltica çöküşü yaşıyor
Kuzey Ren-Vestfalya Başbakanı Hendrik Wüst, artan mülteci sayısı konusunda uyarılarda bulunarak Almanya'nın bir iltica çöküşü ("Asyl-Kollaps") yaşadığını belirtti. Wüst, her yıl Akdeniz'de boğulan binlerce insan ve güçlenen aşırılık yanlılarına dikkat çekerek, düzensiz göçü sınırlama yönünde daha hızlı ve kararlı adımlar atılması gerektiğini vurguladı. 2023'te yoğun mülteci akınına tanık olduklarını ve bu durumun devam ettiğini söyleyen Wüst, sistemin artık zorlandığını ve gelen insanların yarısının kalıcı bulunma hakkına sahip olmadığını ifade etti. Federal hükûmetin geri gönderme konusundaki yasaları yetersiz bulduğunu da ekledi.
Kretschmer: Mülteci kabulü için üst sınır belirlenmeli
Saksonya Başbakanı Michael Kretschmer ise Almanya'ya mülteci kabulü için bir üst sınır belirlenmesi çağrısında bulundu. Önerilen üst sınırın yıllık 50 bin ila 60 bin mülteci olarak belirlenmesini ve 2030 yılına kadar uygulanmasını istedi. Kretschmer, belediyelerin entegrasyon ve Almanca kurslarına olan ihtiyacına dikkat çekerek, öncelikli olarak entegrasyon çabalarına odaklanılması gerektiğini vurguladı. Ayrıca, sınır dışı edilmeyen her reddedilen sığınmacının devlet için bir başarısızlık olduğunu ve halkın bunu kabul etmeyeceğini belirtti. Kretschmer, daha fazla sınır dışı anlaşması yapılması çağrısında bulunurken, federal hükûmetin reddedilen sığınmacıları geri almayan ülkelere kalkınma yardımı yapmaması gerektiğini ifade etti. Bu konuda, güvenli geri dönüş anlaşmalarının önemine ve menşe ülkelerin mültecileri kabul etmemesi nedeniyle yaşanan başarısızlıklara dikkat çekti.
Geri Dön 07 Mart 2024 Perşembe Önceki Yazılar